Erivan ziyareti, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül için başarılı, devletimiz için faydalı geçti. Tek sakıncası, Azerbaycan'ın duyarlılığı idi. Ama, Taşnak partisi iktidarından beri Ermenistan'la ilişkilerimizi dondurmamız, işgal altındaki Azeri topraklarını geri getirmedi. Münasebetlerimiz geliştiği takdirde hiç değilse bu konuyu müzakere edebiliriz. Ermenistan Cumhuriyeti, bağımsızlıktan bu yana 20 yıl geçtiği halde, 4 milyon nüfusunun 1 milyonunu kaybetti, bugün 3 milyondur (29.713 kilometrekare). 1 milyon Ermeni Rusya'ya, Avrupa'ya, Amerika'ya, şuraya buraya dağıldı. 70.000'i kaçak olarak İstanbul'da çalışıyor. Ermenistan, Gürcistan üzerinden Türk malı ve İran'ın tam desteği ile hayatını devam ettiriyor. Diaspora yani dış ülkelerde, bilhassa ABD ve Fransa'da (Rusya'yı da katabiliriz) yaşayan Ermenilerin maddî ve manevî yardımları yetmedi. Bu yetersizliği giderecek tek devlet Türkiye'dir. Diplomatik ilişkiler kurulabilir, ardından Trabzon yolu açılabilirse, Ermenistan kendi başına yaşayacak hâle gelir. Ermeniler çalışkan bir kavim oldukları için, Ermenistan, bölgenin İsviçre'si çizgisine bile erişebilir. Tek engel, bir bakıma romantik, platonik bir açgözlülük, suçluluk ve yaygaracılık kompleksinden kurtulabilmeleridir. Manasız, mantıksız ve haksız Türk ve Türkiye düşmanlığından arınmış Ermenileri, mutlu bir gelecek bekliyor. Becerebilirlerse... Tarihî olaylar nasıl Türkiye'de iyi ve doğru bilinmiyorsa, Ermenilere de yanlış ve egoist bir ideolojiye dayanan, hatta uydurma bir tarih öğretilmiştir. İstisnalar dışında hiçbir parlamenter, bir asır önceki olayları bilemez, şöyle böyle bir şeyler okumuştur o kadar. Zaten parlamento oyu ile ilmî sorunların çözülmesi mümkün değildir. Güzel ve doğru bir adım atıldı. Türkiye ABD, AB, hattâ dostumuz Sarkozy'den puan aldı. Temennimiz, arkasının gelmesidir. Ama yaygara üslûbu ve edepsizlik metodu ile olmaz.