Kürt açılımı, Ermeni açılımı... Açıldıkça açılan bir Türkiye... Dünyaya açılan bir ülke, çağdaştır veya olmak üzeredir. Ermeni açılımı elbette olumlu bir teşebbüs. Ama sonuca erişmesi çok zor. Şu sebeplerle: Vaktiyle Anadolu'yu kana buladıktan sonra İstanbul'a da musallat olan, terör örgütü iken şimdi siyasî partiye dönüşmüş Taşnaklar, İsviçre mutabakatımızı beğenmemiş. Her çıkarmaya âmâde bekliyor. Ermenistan'da iktidarın, kendi meclisini basıp milletvekillerini öldüren Taşnaklar'dan yakasını kurtarması gerekiyor. Yoksa Türkiye-Ermenistan açılımı, dünyada iyi karşılandı, ilgi uyandırdı. Engel, Azerbaycan'la bozuşmamız tehlikesidir. İki Türk devletinin biribirine yan bakması çok kötü bir gelişme olur. Tarihimiz, Türk devletlerinin karşı karşıya gelip savaşmaları ile dolup taşar. Sonucu ortadadır: Hâlâ çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmak için çırpınan bir Türkiye. Ve vaktiyle imparatorluklar yönettiği halde bugün devlet ve ordu sahibi olmaya çalışan diğer Türk devletleri... Sınırlarını açtırabilen ve Türkiye ile ilişkilere giren bir Ermenistan, petrol ve gaz zengini komşusu Azerbaycan'la ayni düzeyde imkânlara kavuşur. Ancak Taşnak ve Hınçak kafası, bunu almaz. Osmanlı Türkiyesi'nde -bakanlık dahil- her türlü itibara sahip, İstanbul kültürünün bir parçası olan Ermeniler'in kanına girerek, Avrupalılar'ın maşalığına, dolayısıyla belâya soyunan bir kafadır. Demokratik açılım gibi Ermeni açılımı da muhalefet partilerimizde tam bir tepki ile karşılaştı. Millet kendilerine, elbette iktidara muhalefet etmek göreviniverdi. Ama dozu fazla kaçırdıkları fikrindeyim. Hemen hemen ikiye bölünmüş bir hâle gelmemiz, iki tarafa da zarar verir, Türkiye kaybeder. Ermenistan ile normal ilişkiler istiyoruz. Ama Azerbaycan'ı kaybetmek pahasına olamaz. Bu çerçeve içinde Ermeni açılımına devam edelim. Her iki açılımda da başarı kazanan iktidar, Türkiye'ye ciddi katkıda bulunur. 2011'e rahat çıkar.