Türkiye dün, 7 Reşadiye şehidimizin cenaze törenleri ile sarsıldı. Teröre ve teröriste lânet üzerine lânet yağdırıldı. Milletimiz vakur durdu. Ancak tansiyon, katliâmın faillerinin bulunması ile düşebilir. Yüzde yüz profesyonel işi, her faktör hesaplanarak planlanmış bir eylemdir. İç İşleri Bakanımız'ın (hainleri mutlaka bulacağız, cezalarını görecekler) sözüne güveniyoruz. Aydınlatılması, Türkiye'nin güvenlik politikasına ışık tutabilecektir. Karanlıkta kalması, biribirinden mesnetsiz ve çarpık sözde teorilere zemin hazırlayacaktır. Vatandaşı teskin etmek gibi olumlu bir maksatla olsa bile cinayet araştırması, elde edilen kanıtlar saklanmaksızın, belirli bir görüşle ve edebî üslûpla değil, en sert ve katı gerçek ifadelerle açıklanmalıdır. Türk'ün, yol üzeri harcanacak 7 askeri yoktur. Tedbirde güvenlik kusuru varsa, o da hiç saklanmadan söylenmelidir ki, tekerrür etmesin. Bütün tahkıykatın, gerçekten ama gerçekten çok tecrübeli birinci sınıf elemanlarla yapılacağından eminiz. Anayasa Mahkemesi'nin yarın açıklanması muhtemel kararı, şu veya bu ölçüde değişik istikametlerde yorumlanacaktır. Yargı kesinlikle suçlanmaksızın, karar, elbette çeşitli tefsirlere konu olacaktır. Karar, soğukkanlılıkla ve hızla uygulanmalıdır. Şehid edilen uzman çavuş, 4 yıl İmralı'da kalmış, Teröristbaşı'na yemeklerini götürmüştür. Bu hususun eylemle ilgisi olup olmadığı mutlaka araştırılmalıdır. Başbakan Tayyip Erdoğan, birinci derecede önemli, hattâ tarihî diyebileceğimiz ABD temaslarından sonra, evvelce kararlaştırılmış Meksika ziyaretini de yaptı, pas geçmesi doğru ve olumlu değildi. Dünyanın 1. adamı olan Başkan Obama ile 3 saat görüştü. Ankara'da ayni yoğunlukta konularla karşılaşacağına şüphe yoktur. Devlet sistemimizde başbakan, uçan kuştan sorumludur. Zaten bu şuurla davranıyor. Alçakça eylemin hakkından geleceğini düşünüyoruz. Açılım diye tercüme edilen reformlar, her ülkede büyük çalkantılarla gerçekleşir. Tarih kanunları bunu gerektirir.