ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, Filistin'e de uğradı. Ne söyledi ise söyledi, İsrail Başbakanı General Şaron, alelacele yeni Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'la buluştu. Karşılıklı mütareke ilân etti. Her ne kadar Tahran'a bağlı bulunduğu söylenen Hamas örgütü, bu mütarekeye katılmakta tereddüt gösterdi ise de, artık 1947'den bu yana süregelen İsrail-Arap savaşının sona erdiği neş'esi dünyanın dört bucağını sardı. Keşke öyle olsa sayın okuyucularım. Keşke ben de kanaatimi bu şekilde belirtebilse idim. Ne çare ki, 'realpolitik'in katılığı ile tarih ilminin insafsız gerçekçiliğini birleştirerek fikir oluşturmaya ve bunları yazıya dökmeye mecburum. Bana göre ikinci intifadanın başladığı dört yıldan bu yana, iki taraf da yoruldu. Nefes almak istiyorlar ki, yeniden girişebilsinler. Çok mu bedbin bir tahmin yaptım? Maalesef bu savaşın yüzyıl sürmese bile, öyle önümüzdeki birkaç yılda sona ereceğini hiç sanmıyorum. Hele General Şaron gibi bir şahin iktidarda bulunduğu müddetçe.. İsrail'de güvercinler de iktidara geliyolar ama, ya hayatlarını, ya koltuklarını kaybediyorlar. Miss Rice, Filistin'den Paris'e geçti. Hiç vakit yitirmedi. Yenilse bile kolay yutulmayan cümlelerinden birini söyledi: Arap dünyası bu statüko ile devam edemez dedi. İç statükodan yani bu ülkelerin yönetiminden mi, dış statükodan yoksa bu devletlerin sınırlarından mı bahsetti, yoksa her ikisinin de değişmesi gerektiğini mi anlatmak istedi? Ben, her ikisi de manasında algıladım. Kahire ve Amman'da baştaki Orta Doğu politikasında pişmiş biri yaşlı, diğeri genç iki devlet başkanı, dört yıl önce geri çektikleri büyükelçilerini derhal Tel Aviv'e yollayacaklarını söylemek için dakika fevt etmediler. Amerika'nın, İsrail'le savaşan örgütleri, kuvvet aldıkları ülkelerle irtibatlarını kesip, yeni Irak yönetimini ve Suriye'yi İsrail'e karşı muma çevireceği bellidir. Ama Kudüs'ün Arap kesimini Filistin'e bırakmadan İsrail'in barış sağlayacağı şüphelidir. Harem-i Şerîf'i Müslüman yönetimine bırakmaksızın İslâm âlemi ile barışamayacağı ise kesindir. Demek istiyorum ki, barış tarihinin tespiti imkânsız baharlara kalmıştır. Ama bir müddet için olsun akan kanın durdurulması da az şey değildir. Şaron'un, çöl ortasındaki mâlikânesinde misafiri Abbas'la sohbeti bile iyidir.