28 Şubat 2007 Paris Anlaşması ile Fransa, resmen Kıbrıs'a çıktı. Fransa ve Kıbrıs (Rum) dışişleri bakanları, anlaşmaya imza koydular. Buna göre Fransa, Kıbrıs'ta bir hava ve bir deniz üssüne sahip oldu. Lübnan'a acele asker gönderen Fransa, bu asker Birleşmiş Milletler emrinde olduğu için yetinmedi. Kıbrıs'ta üs edindi. Ancak bu üsler, Kıbrıs Rum devletinin toprağıdır. İngiltere'nin Akrotiri ve Dhekelia üsleri ise, İngiltere toprağıdır (254 km2, 8000 nüfus). Fransa, gene İngiltere'nin gerisinde kaldı. Halbuki Levant (Lövan) dediği (Levanten kelimesi buradan gelir) Doğu Akdeniz bölgesi ile ilişkileri, çok derindir. 1192 yılında Üçüncü Haçlı Seferi'nde, Filistin'e giderken Kıbrıs'a uğrayan İngiltere'nin Fransız asıllı ünlü kralı Arslan Yürekli Richard, adayı Bizans'ın elinden aldı. Fransız Lusignan (Lüzinyan) hanedanına verdi. Bu Fransız hanedanı, 1192'den 1489'a kadar 297 yıl Kıbrıs'ı yönetti (16 kral, 2 kraliçe). 1489'da Kıbrıs, Venedik Cumhuriyeti'nin sömürgesi oldu. 1571 Osmanlı fethine kadar bu İtalyan devletinde kaldı. Katolik Fransızlar ve İtalyanlar, adanın yerli halkı Rumlar'a çok kötü muamele ettiler. Türk yönetiminde Rumlar'a bilhassa dinî bakımdan en geniş müsamaha gösterildi. Fransa, Doğu Akdeniz'de ben de varım diyor. Daha çok Lübnan'ın Katolik olan ve Arapça yanında hepsi Fransızca da konuşan Mârûnî Arap kesimi ile ilişkilerini sürdürüyor. Büyük devletler böyle davranır. Bunu takdir ederiz. Ama Kıbrıs'ta hava ve deniz üssü, üstelik Rumlar'la askerî ittifak, Fransa'nın NATO müttefiki Türkiye tarafından pas geçilemez. Dışişleri bakanlığımız da hasmâne ve milletlerarası hukuka aykırı bulduğunu bir nota ile Paris'e bildirdi. Zira adada üs edinmek için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin muvafakati alınmadı. İngiltere de Fransa'nın bu çeşit girişimlerinden eskiden beri rahatsızdır.