Fransa ne istiyor?

Fransa cumhurbaşkanı Sayın Jacques Chirac (Jak Şirak), uçağının merdivenlerinden öpücükler göndererek Türkiye'ye veda etti. Asrın en önemli ve yüksek kültürlü devlet adamlarından bir olan Chriac, aralarında hiç benzerlik bulunmayan Meksika'yı Türkiye'ye (veya Türkiye'yi Meksika'ya) benzetti. Aslında kızdığı biz değil, Amerika idi. Bush'un Pax Americana politikasından nefretini artık saklamıyor. İyi tarih bilen Fransızlar, Birleşik Amerika devletinin, o zamanın cihan devleti İngiltere'ye karşı ancak Fransız askerî desteğiyle bağımsızlık kazandığını biliyorlar. Amerikalılar'ın da bunu inkâr ettikleri yok. Ancak Amerika, Birinci Cihan Savaşı'nda Fransa'ya bu borcunu ödedi. İkinci Cihan Savaşı'nda ise katmerli şekilde ödedi. 1944 Haziran'ında Amerikalılar, Paris'e kendileri girmediler. Nezaketen General de Gaulle'ü kurtarıcı kimliğiyle şehre soktular. Bu husus, General de Gaulle'ün ağırına gitmiştir. Fransa gibi bir devletin bu duruma düşmesinin bütün üzüntüsü, siyasî hayatında yankı buldu. Chirac, Golist'tir. Aynı zamanda derin bir fikir adamı olan General de Gaule'ün tilmizidir. Fransa, bugünki Avurpa Birliği'ni kuran devlettir. Çekirdek, Fransa-Almanya işbirliğidir. Ancak bu ittifak, ABD olmasa idi Rusya'ya karşı Avrupa'yı koruyacak ve savunacak güce erişemezdi. Zaten Almanya süper silâhlanmayı şimdi de reddediyor. Bu durumda bile General de Gaulle'ün NATO'nun askerî kanadından çıktığını ve NATO genel merkezini Paris'ten Brüksel'e sürdüğünü hatırlamak gerekiyor. Almanya-Fransa ittifakı, Pax Americana'yı durdurabilir mi? Bu ittifak ne kadar sürer? Böyle bir ittifak Avrupa Birliği'nin diğer üyelerinin hoşuna gidiyor mu? Washington kendi devlet politikasından vaz geçmez. Fransa ve şimdilik onu izleyen Almanya ise, Avrasya'ya Amerikan vizesiz doğrudan geçmek istiyor. Fransız sosyalistlerinin de Fransa yüksek politikasında muhafazkârlardan fazla ayrılacaklarını sanmam. Buna rağmen Fransa ile ABD'nin biribirinden kopması mümkün değildir.