Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Fransa'yı resmî ziyareti, başarılı, verimli, faydalı, kazançlı geçti. Başbakan'ın, Türk dış politikasını, Türk milletinin temayüllerine paralel şekilde samimiyetle açıklaması, politik bir hileye başvurmadan konuşması, iyi tesir yaptı. Airbus uçaklarına ilâveten kurulması düşünülen nükleer santraller için de Fransa ile iş birliğine karar vermemiz, olumludur. Fransa, nükleer enerjiden en yüksek nisbette faydalanan büyük devletlerin başında geliyor. 21. asırda nükleer enerjinin daha ağırlık kazanacağının emareleri de ortadadır. Sayın Süleyman Demirel, uzun yıllar boyunca, nükleer santral ihtiyacımızın vazgeçilmez olduğunu vurguladı. Fakat bu hususta hiçbir hükûmet başarı gösteremedi. Artık geç de olsa zamanı geldi. Şüphesiz birçok, hattâ pek çok nükleer santral yapılacaktır. Tam bir çevre bilinci içinde gerçekleşecektir. Çevreye asla ihanet edilmeyecektir. Ağaç kesilmeyecektir. Hâlâ ağaç kesip otel yapmak peşinde olanlar, mangal kültüründen bahsedenler vardır. Bunlar, en ilkel kafaların temsilcileridir. Bir kuşaklık ömürleri kalmıştır. Başbakan'ın ve Dışişleri Bakanı'nın Avrupa ziyaretlerinin yoğunlaşması gerekiyor. Zira hakkımızdaki raporun yazılmasına artık birkaç hafta kaldı. Başta Avusturya, tereddüt içinde bulunan Avrupa ülkeleri mevcuttur. Halbuki Avusturya'dan, Türkiye'yi en iyi anlayan bir devlet olması beklenirdi. Kendimizi anlatalım. Ve dertleri nedir, anlayalım, çare bulmaya çalışalım. Her hâl-ü kârda Türkiye, Aralık ayında, müzakere tarihi alacaktır. 2005 başında, Avrupa Birliği'nin ekonomik ve sosyal kriterlerini müzakereye başlayacağız. Gelişmelerden, Avrupa ülkeleri, Avrupa medeniyeti ve kültürü kazançlı çıkacaktır. Türkiye'nin kazancından az olmayan faydalar sağlayacaktır. Avrupa'nın akıllı adamları, bu gerçeği görüyorlar. Göremeyenlere anlatmaları gerekiyor. Her konunun muhalifi ve muhalefeti bulunmasını da yadırgamıyoruz. Ağustos içinde, Avrupa'nın en üst düzey devlet adamları ile sıkı temaslarımız sürmelidir. Fransa ziyaretinin başarısı, ümitlerimizi arttırdı.