Gafil davranmak

2 Eylül tarihinde bu sütunda çıkan yazımda aynen şunları yazdım: "Terör eylemleri dolayısıyla Putin'in ziyareti ertelenirse, teröristlerin hedefi gerçekleşir..." Bu yazı, Kuzey Osetya'daki akıl almaz trajediden önce yazılmıştı. Ama olayların gidişi açık şüpheler doğuruyordu. Türkiye-Rusya yaklaşmasının bazı güçlerin hoşuna gitmeyeceği, işlerine gelmeyeceği âşikârdı. Putin gelmedi ve Rus-Türk ilişkilerini derinleştirecek mutabakatlar oluşmadı. Ama Rusya da, Türkiye de, bütün dünya da teröre karşı daha şuurlu davranacaklardır. Moskova ve Ankara, karşılıklı pürüzleri çözümlemekte daha kararlı hareket edeceklerdir. Avrupa Birliği ile müzakereye başlamamız kesinleşmiştir. Ama bu kesinleşmeye zarar verecek hareketler devam ediyor. Hem AB taraftarları, hem AB muhalifleri, bilerek ve bilmeyerek hatalı yollara sapıyorlar. Türk ceza hukukunda büyük bir reformu başarmışken, sonradan ortaya bir zina suçunun hapisle cezalandırılması meselesi çıkarılması hele bunun eski tabirle ârzû-yi umûmî'ye dayandırılması, açık hatadır. Avrupa Birliği hukuk mevzuatında böyle bir konu yoktur. Evet, biz reformları kendi insanımız için yapıyoruz ama, herhalde AB'ye aykırı kurallar da koymak istemeyiz. Yukarıdaki örnek, alabildiğine sömürülen bir konu hâline getirildi. Yeterli sayıdaki derdimize bir yenisi eklendi. Ama Avrupa Birliği'ni Türkiye ve Türk için zararlı görenlerin teşebbüsleri, basit yanılmalar şeklinde geçiştirilemez. AB'nin çok hassas bulunduğu bir konuda Patrikhane kapısı ve Heybeli okulu ile uğraşmak yarar getirmez. Kapının açılması biz Türkler'i tehdit edici bir faktör sayılsa idi, kapının kapanmasına aldırmadan Sultan Mahmud, yahut Reşid Paşa, Sultan Abdülhamid, Atatürk, Menderes, Özal veya bu kabilden güçlü liderler, belediyeden bir ekip gönderip yarım saat içinde açtırırlardı. Heybeli okulu bu çeşit pestenkerânî bir ayrıntıdır. Türk'ün yüce menfaatleri kabîlinden şeyler değildir. AB ise şu veya bu partinin tekelinde değildir. Türkiye'nin birinci sınıf bir devlet olup olmayacağı meselesidir. Avrupa Birliği'ne karşı çıkan hiçbir partinin seçmenden oy alamayacağını, tekrar hatırlatıyorum.