İsrail-Hamas ateşkes müddeti sona erince, Hamas örgütü, gösteriş kabîlinden küçük bir füze fırlattı, 1 Yahudi öldü. Amerika dışişleri bakanı Miss Rice'ın Hamas başlattı diye Filistinlileri suçlaması bu olaya dayanıyor. İsrail'in cevabı orantısız ve amansız oldu. İran'la savaşa tutuşsa ancak böylesine bir füze yağmuru mümkündü. 250 Arap öldü, bir o kadarı yaralandı. Hemen hepsi çoluk çocuk... Kaç Hamaslı militan öldü malûm değil. İsrail hep bunu yapıyor. Bu defa kendi ölçülerini bile aştı. Zaten Gazze kuşatması tepki uyandırmıştı. Bu defa ne kazandı? Yalnız kendisi için değil, ABD'ye karşı da dünyanın husumeti arttı. İngiltere bile İsrail'i mazur görmekte zorlandı. Şimdi Hamas, intihar saldırılarını tekrarlayacak. Akabinde İsrail kim bilir nasıl cevap verecek? Bunun sonu ne olur? Filistin'de savaşın daha yarım yüzyıl süreceğini on yıldır yazdığım için bana kızanlar çıktı. Ama yanıldığımın hiçbir belirtisini görmüyorum. İki ağırlıklı Arap devletinden birincisi Mısır, alelusul Arap Birliği'ni toplantıya çağırdı. Delegeler kahve içip Yahudileri kınayacaklar. En zengin Arap ülkesi Suûdi Arabistan platonik bir çağrı yaptı. Libya, 30 yıldan beri ilk ABD büyükelçisini ağırlamakla meşgul. Filistin'de sulh için çok emek sarf eden Başbakan Erdoğan üzüntü ve infiâlini dile getirdi. İsrail, Türkiye gibi çok hatırlı bir devletin Suriye ile barışa zorlamasına içerlediğini belli etmemişti. Güyâ Şam'la görüşüp oyalanıyordu. Gazze'deki drama üzüntümüz büyüktür. Mart 1996'da Cumhurbaşkanı Demirel'le Gazze'yi ziyaret etmiştim. Yaser Arafat'la öğle yemeği yiyip saatlerce konuşmuştuk. O zamandan beri barışa bir adım bile yaklaşamadık...