Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Sayın İlker Başbuğ, dün basına brifing verdi. Ağırlık Irak konusunda, bilhassa Kerkük'le ilgili idi. Kerkük'ün Kuzey Irak'taki Kürt otonomisine bırakılmasının, bu ülkede sonu belirsiz ve kanlı anlaşmazlıklara zemin hazırlayacağı muhakkaktır. Türkiye şu veya bu suretle müdahil olacaktır. Ama daha vahimi, Türk-Amerikan ilişkilerinin bu sebeple bozulması hususudur. Sayın Orgeneral bunları, daha kapalı ifadelerle beyan etti. Birleşik Amerika'nın Irak topraklarında tek güvendiği unsur haline gelen Kürtler'i incitmemek için, Kandil Dağı operasyonuna yanaşmaması da Ankara-Washington dengesini ciddi biçimde etkilemiştir. Türkiye, İncirlik üssü için Amerika'nın geniş taleplerini ve anlayabildiğimiz kadarıyla diğer buna benzer isteklerini, Kerkük ve PKK olumsuzlukları dolayısıyla açıkta bırakmıştır. Brifingde bu bahse girilmedi ise de, durumun böyle olduğu uzun zamandan beri söyleniyordu. Afganistan'da 1.600 askerimizin Kâbil yöresinden sorumlu bulunması belirtildi. Burada Türk askeri, Birleşmiş Milletler adına görev yapıyor. Tabiatıyla bundan faydalanan devlet öncelikle Amerika'dır. Orgeneral Başbuğ irtica ve bölücülük daima önemli konumuzdur dedi. Yolsuzlukla mücadele devam edecektir vurgulaması da önemli idi. Brifingin hedefi, bu pazar yapılacak Irak seçimlerinden sonra beklenen ve beklenmeyen her türlü gelişmeye karşı, Türkiye'nin nasıl tavır alacağını belirtmekti. Siyasilerimizden, medyadan, halk kesimlerinden Irak konusunda her türlü tahminler ileri sürülmekte, tavsiyelerde bulunulmaktadır. Brifingde, endişelerimiz açıkça belirtildi. Amerika Birleşik Devletleri ile çok geniş ve çeşitli alanlarda derin münasebetlerimiz bulunduğu da birkaç defa tekrarlanarak vurgulandı. 30 Ocak Pazar seçimlerinden sonra oluşacak tablodan Irak'ta bir iç savaş çıkması kuvvetli ihtimali üzerinde duruldu. Her hâl-ü kârda şubat ayı içinde önemli gelişmeler olacak ve yalnız bölgemizi değil, dünya politikasını etkileyecektir.