Sayın Abdullah Gül, cumhurbaşkanı adaylığına karar verdi. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin adayı olduğu için 11. cumhurbaşkanımız seçilmesi kesindir. Zira iktidar partisinin oyları yeterlidir. İki muhalefet partisi, Cumhuriyet Halk ve Milliyetçi Hareket partileri, Gül'e oy vermeyeceklerdir. Gül'ün kriz oluşturan adaylığı aleyhine sert eleştirilerde bulunmaları bekleniyor. Tepkiler yağacak. Sonra sükûnet başlayacak ve 11. Cumhurbaşkanı benimsenecektir. Türkiye Büyük Millet Meclisinin ittifakı ile seçilen Necdet Sezer'in ne derecede eleştirilerle karşılaştığını hatırlarsak, fazla şaşırmayız. Sayın Abdullah Gül'ün Çankaya'daki tutumu, ince eleklerden geçirircesine izlenecektir. Biz, hakkındaki tereddütleri kısa zamanda ortadan kaldıracak zekâ, dirayet ve tecrübeye sahip bulunduğu fikrindeyiz. Bu suretle seçimden sonraki tepkiler dinecek ve siyasî tarihimizin bu unutulmaz Cumhurbaşkanı krizi sona erecektir. Bir vakit önce bitmesi gerekiyor. Zira çok daha hayati konuların Türkiye'nin gündemine gelmesi gerekir. Gül'ün cumhurbaşkanlığı Batı ve Doğu devletlerinde olumlu karşılanacaktır. Biz böyle düşünüyoruz. Dış politika ile ilgilenmesi derecesinde dünya da sayın Gül'le ilgilenecektir. 10. cumhurbaşkanımız gibi dış politikayı başbakana ve dışişleri bakanına bırakıp sadece temsil görevini mi yapacak? 8. ve 9. cumhurbaşkanlarımız (Özal ve Demirel) gibi, dış politikayı kimselere emniyet edemeyecek kadar angaje mi olacak? Türkiye ile ilgili dış mihraklar ve medya, bizde de basın, ilgiyle bekliyor. Gül'ü cumhurbaşkanlığına taşıyan gelişmelerin uzun tahlilleri, epey müddet gazete sütunlarını işgal edecek. Sonra konu tavsayacak. Ama önümüzdeki yeni anayasada cumhurbaşkanı statüsünü ve hemen önümüzdeki referandumu unutmamak gerekir. Bu arada yarın, yeni bakanlar kurulu belli olacak. Bütün bu mekanizmanın sahibi bulunan Sayın Başbakanın sorunları birer ikişer memnuniyet verici şekilde çözüp ilerlemesini temenni ediyoruz. Sayın Gül'ü seçiminden sonra kutlayacağız...