Sayın Abdullah Gül, Adalet ve Kalkınma Partisi oyları ile cumhurbaşkanı seçilecek. Çankaya'ya çıkınca nasıl davranacağı hususunda söylediklerini ne dereceye kadar gerçekleştireceği dikkatle izlenecektir. TÜSİAD bu sözleri ümit verici şeklinde niteledi. Ortadan, çok doğal, cumhurbaşkanının tarifi diye anlayanlar da var. Cumhurbaşkanı krizi, âşikâr ki, sayın Gül, Çankaya'ya geçince sona ermeyecektir. Cumhurbaşkanı olarak tutumu benimsenirse nihayet bulacaktır. Ben, sayın Gül'ün, beklenenin üzerinde performans ve adaptasyon göstereceğini, liberal davranacağını, Türk Devletinin gelenekleri ile hemhâl olacağını hissediyorum. Onu böyle bir kararlılık içinde görüyorum. Hattâ bu tavrının, aşırı sağ mensuplarınca beğenilmeyeceğini söyleyebiliyorum. Yumuşak bir geçiş olmayacak. Ama zaman ilerledikçe, gerilen asaplar gevşeyecektir. Cumhuriyet Halk Partisi, Gül'ün vahîm hatalar yapacağını ileri sürüyor. katılmıyorum. Zira Gül, cumhurbaşkanlığının, parti politikalarına dayanan Meclis ve hükümet icraatından farklı bulunduğunu bilecek bir siyasî tecrübenin sahibidir. Eski partisi ile ters düşer mi? Muhtemeldir. Fikir ayrılıkları tabiidir. Bilhassa, Çankaya'da değişik bir Abdullah Gül bulan AK Parti'lilerin, yıllarca birlikte çalıştığı arkadaşlarının şaşkınlığa düşmeleri beklenebilir. Politikada sürprizlerin sonu gelmez. Her hâlükârda Sayın Abdullah Gül, taviz vermez bir kararlılıkla, bütün mevcudiyetiyle, cumhurbaşkanlığını istedi. Hiç kimsenin diller dökmesine, ikna çabalarına, caydırma teşebbüslerine, imalarına, tehditlerine kulak asmadı. Şu halde yüce makamın gereklerini yapmasını bekliyoruz. Yapacaktır. Ümit ediyor, güveniyoruz.