Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Almanya ziyareti başarılı geçti. Şanşölye Merkel Hanım'la buluşmasındaki tavrı söyledikleri, çok ölçülü ve mükemmeldi. Almanya'daki soydaşlarımıza öğütleri, Alman basınında da takdir topladı. Şansölye'nin baş örtüsü üzerindeki tereddütlerini maharetle geçiştirdi. Diğer bütün temaslarında soğukkanlılıkla milletimizin yüksek menfaatlerini savundu. İç politikada da aynı serinkanlılığı bekliyoruz. Başbakan Almanya'da iken Türkiye Büyük Millet Meclisi, Anayasa'nın 2 maddesinin tadiline karar verdi. Ana muhalefet lideri Baykal, Başbakan'ın ardından Almanya'ya gitti. Giderayak Ankara'da, Anayasa tadilinin büyük rejim krizi oluşturacağını söyledi. Baykal'ın beyanları hakkında fikir yürütmüyorum. Bunu, konunun uzmanına bırakıyorum. Bu zat sevgili dostum Dr. İsmail Kapan'dır. Eski genel yayın müdürümüz ve pek değerli köşe yazarımızdır. Hiç şüphem yok, Baykal'a, hukukçu-gazeteci olarak, benden pek çok daha vukufla cevaplar verecektir. Ben, daha çok, bazı mahfillerin -inşallah yanılırlar- iddia ettikleri gibi, iç çekişmenin krize dönüşmesinin, AB ve ABD ile ilişkilerimizi hangi yolda etkileyeceği veya hiç etkilemeyeceği üzerinde düşünüyorum. Ekonomi bakımından Körfez ülkeleri ile en yakın temaslarımızın verimliliğine katılıyorum. Ancak cihan siyasetimiz, Avrupa Birliği'ne ve Birleşik Amerika'ya ayarlıdır. Baş örtüsü konusu yeni bir şey olmadığı gibi, daha yıllarca sürmesi de muhtemeldir. Washington'da Pentagon'da (ABD Savunma Bakanlığı), mahiyetini tabiatiyle tam bilemeyeceğimiz askerî müzakerelerin olumlu geçtiğinden şüphe etmiyorum. Ancak Avrupa Birliği ile havanda su dövmek dönemini yaşamamız beni korkutuyor. Cumhurbaşkanı seçimini, genel seçimi epey uzun ve dağdağalı şekilde geçirdikten sonra şimdi, hemen akabinde, baş örtüsü konusunun normal ağırlıkta gündeme oturmasından endişeleniyorum. Avrupa Birliği'nin bizden yıllardan beri beklediği düzenlemeleri bir türlü gerçekleştiremedik. Bu konuda da hükûmetten ve Yüce Meclis'ten radikal, tam kararlı, tavizsiz bir tutum bekliyoruz. Engellere takılmadan ve aldırmadan, Batı'nın sürekli sömürdüğü konuları, onların gündeminden çıkartalım. İstikametimizi belli edelim.