Hrant Dink, 10 yıldan bu yana haftada bir defa perşembe günleri yayınlanan Agos isimli gazetenin genel yayın müdürü idi. 1800 tirajla başlayan Agos, Dink'in Türk'lüğe hakaret suçlaması ile yargıya intikali üzerine 6000 tiraja çıktı. Dink, televizyonlara taşındı ve hepimiz kendisini tanıdık. Türkler, gazetecilerimiz dahil azınlık gazetelerini okumaz. Hattâ görmemişlerdir. Azınlık gazetecileri, Türk gazetelerinde yazarlarsa okunurlar. 301. madde, meselâ İtalya'nın benzer yasa maddesi aynen tercüme edilerek oluşturulsa idi tartışma konusu değildi. Böyle yapsa idik bile, AB üyeliğimize kadar uygulamaktan kaçınmamız gerekirdi. Zira İtalya AB üyesidir. Biz değiliz. AB devletleri, üye olmayan devletleri Avrupa'nın geri kalmış ülkeleri şeklinde algılamaya eğimlidir. Bu yanılgılarını, ancak üyeler arasına geçerek düzeltebiliriz. Türk insanı mağrur, gururludur. Herhangi bir devletin bizi küçümsemesine aklı kesmez. Bağımsız, bağlantısız, onurlu, kendi başına buyruk olmayı hayâl eder. Otokritik ve espri kritik denen kendini kendi eleştirmek ve hür düşünce ile eleştirmek hassalarımız kuvvetli değildir. Bazı alanlarda hiç yoktur. Batı, bu öğreti ile güneşte yerini aldı. Bizim imparatorluk zihniyetimizi de yitirdiğimiz için çabuk değişen, değişken bir dünyanın gerçeklerini benimsememiz güçleşiyor. Muâsır medeniyet seviyesine erişmekte zorlanmamız bu sebeptendir. Ermeniler, en değerli diplomatlarımızı biribiri ardı sıra şehîd ettiler. Batı'nın kılı kıpırdamadı. Katiller bulunamadı. Batı'nın tavrı değil, şimdi bizim yaptığımız doğrudur. Toprağı bol olsun meslekdaşımız Hrant Dink'in cenazesi, Türk'e yakışır şekilde kaldırıldı. Biz şerefimize tevdi edilmiş azınlıklara böylesine davranırız. Selçuklu'dan, Osmanlı'dan, Atatürk'ten böyle öğrendik. Türkiye'yi açmaza düşürmek için hazırlanan bu cinayet, millî vekarımız karşısında, kuklacıların oyununu boşa çıkartabilir. İster misiniz karşıtlarımız bu defa artık utansınlar!