PKK'lıların, ayrıldıkları bu aziz topraklara edeple dönmeyi öğrenene kadar gelmelerine ara verildi. Kürt açılımına gelince, elbette devam edecektir, asla terör örgütü bağımlısı değildir. Zaten Türk Devleti'nin demokratik açılımının bir parçasıdır. Avrupa Birliği kriterleri, resmî dil dışında mahallî dil konuşan vatandaşlarına hangi statüyü veriyorsa, biz de aynen vereceğiz. Öcalan'a 8 arkadaş, İmralı'ya gitmek üzere. Daha rahat harita çizip hoşça vakit geçirecektir. Kürt kökenli Türk vatandaşlarımızdan elini çektiği nispette huzur bulacağını görecektir. Kan döktürerek, tehdit ederek devleti bıktırmak suretiyle İmralı'dan kurtulabilmek hayali geçersizdir. Zaten girdiğimiz bu hafta, artık gına getirdiğimiz PKK, gündemde olmaz. Islak imza mı nedir, o konu ile meşgulüz. Herkeste bulunabilecek bu ıslak makinenin yüklenecek sahte imzalar da atıp atamayacağını ilimsel ve bilimsel açılardan inceleyeceğiz. Yakınımızdaki devletlerin en azılıları, en problemlileri İran, Suriye, Sırbistan idi. Üçüyle de anlaştık, üçünü de dünyaya açtık. Diğer Asya ve Balkan devletleri ile de aynı düzeyi elde edeceğimize, hattâ Kıbrıs'ı bile çözümleyeceğimize güvenimiz arttı. Asya'da rahatladık. Balkanlar'da şimdilik bir şey yok. Kaldı Avrupa ve Birleşik Amerika ki, dünyaya onlar egemen ve çağdaş uygarlık düzeyini onlar temsil ediyor. İsmet Paşa, (büyük devletlerle müzakere kaplanla çuvala girmek gibidir) buyurmuştu. Elhak doğrudur. Lozan'dan, Kahire'den tecrübesi vardı. Türkiye hem ABD, hem AB ile çok sıkı ahdî bağlarla bağlıdır. ABD ve AB ile sıfır sorun bahis konusu değil. Zaten bu, hiçbir devletin harcı olmadıktan başka, tarih ve diplomasi akışına da aykırı. Ama Türk milletinin ve Türkiye devletinin ben diyeyim 200, siz deyin 1000 yıllık değişmez istikameti batıya doğrudur.