Hükûmetin soğukkanlılığı tebrike değer. Siyasî tarihin en ağır yargı suçlamalarından birine muhatap olduğu halde, gündelik işlerini aksatmıyor. Uzun vadeli projeler sergilemekten bile geri kalmıyor. Bu olumlu tutumdan ötürü Başbakan Erdoğan puan topladı. Yargıyı beklemek şıkkını tercih etseydi, Türkiye zarara uğrardı. Havada küçük bir kitapçık uçuştuğu için, birkaç saat zarfında ekonomik yıkım olduğu halde, bu defa borsanın kılı kıpırdamadı. Dış faktörlerin etkisi, konumuzla ilgili değil. Ama tarihin kanunları olduğu gibi, ekonominin de kanunları vardır ve engel tanımaksızın hükümlerini icra ederler. Muhakeme uzarsa, ekonomi sarsılır. Birkaç yıl önce, döviz ve faiz kombinezonları ile on milyarlarca doların nasıl belirli yerlere aktığı unutulmamalıdır. Tabiatiyle yargı sonuçlarını bekleyeceğiz. Politik hayatımız, bu sonuçlara göre yeniden düzenlenecektir. Şu şıkka göre böyle, bu şıkka göre şöyle, mutlaka sistem tadile uğrayacaktır. Yüksek yargıçlarımızdan beklentimiz, tatillerini de erteleyerek, hızlı yargı ile milleti bekleyiş stresinden kurtarmalarıdır. Uzayan celselerin adaleti yaraladığı malûmdur. Gerek Sayın Cumhurbaşkanı, gerek Sayın Başbakan, hiçbir şey olmamış gibi görevlerini aşk ve şevk ile yürütüyorlar. Ancak tansiyonun yükselişte bulunduğu ve krizin müzminleşmeye dönüşmesi ihtimalinin geçerliliği unutulmamalıdır. Başbakan Kızılcahamam'da grubunu derleyip toplamaya çalışırken, Cumhurbaşkanı da Tokyo ziyaretine çıkmak üzeredir. Türkiye'nin dışarıya vuran imajı henüz düzgündür. Ama dış dünyanın dikkatleri üzerimizdedir. Merak ediyorlar, ilgileniyorlar, Türkler ne yapıyor? diye...