Vatandaşın feryadı ayyuka çıktı. Biz yazarlar, büyük baskı altındayız. Halkın tahammül sınırlarını yıkan dertlerini yeterince dile getiremediğimiz, yönetenleri uyaramadığımız için bizi de eleştiriyorlar. Bazıları şiddet dolu, bazıları kibar şikâyetlerin bu derecede yoğunlaştığına ben, 41 yıllık profesyonel basın ve yayın hayatımda asla tesadüf etmedim. Halkımız soyulduğu kanaatindedir. Banka kartlarına konan tefeci faizi, doğalgaz, telefon, cep telefonu, elektrik, su faturaları, orta sınıfta yaşama şevki, hattâ hevesi bırakmadı. Orta sınıf çökmek üzeredir. Bunun ne demek olduğunu açıklamaya hacet yoktur. Elektrik rezaleti, doğalgaz faciasından beterdir. Kullanılan elektriğin üçte biri kaçaktır ve bu kaçaklar fatura sahiplerine yazılıyor. Telefon ve cep telefonu ücretleri kepazeliktir. Hayatî maddelerde KDV oranı fevkalâde yüksektir. Şov gösterileriyle tutuklanan hortumculardan, hortumlanan on milyarlarca doların onda biri geri alınamadı. Böyle bir mekanizma yürürlüğe bile konmadı. Bu paralar kanatlanıp uçtu mu? Hepsi bize ve bizden sonra çocuklarımıza ödettirilecektir. 200 milyar dolar dış ve iç borç ne demektir? Dış ülkelerde yatan on milyarlarca dolara gelince, Türkiye'ye döneceğinin işareti yoktur. Gûyâ özel kanunları olan yargıç-savcıların maaşları düzeltilemedi, yargı kıskaca alınmıştır, büyük yargıçlarımız böyle diyorlar. Üniversite öğretim üyelerine, öğretmene, polise verilen maaş, utandırıcıdır. KİT'ler tasfiye edilememiş, yenileri oluşturulmuştur. Devlet hâlâ memur ve işçi almak peşindedir. Türkiye Cumhuriyeti öylesine malî kontrole muhtaç kılındı ki, Osmanlı İmparatorluğu Düyûn-i Umûmiye döneminde böylesini yaşamamıştı. Doğrusu soylu, sabırlı, inançlı bir milletin tahammül sınırları zorlanıyor. Zamsız gün geçmiyor. Servet bir avuç madrabaz, utanmaz ve namussuzun elinde birikiyor. Bunlar son iki krizde yeniden büyük meblağlar vurdular. Demokrasinin orta direği burjuvazi çökmüştür. Vatandaş işte bunları yazmamızı istiyor. Çok şey mi istiyor? Şikâyetlerinin hangisi haksızdır?