Hindistan'a da sıçradı

Birleşik Amerika'da eyaletleri ayakları altına alan en dehşetli kasırgalar ülkeyi altüst etti. Yüz milyar dolarlık hasar yaptı. Pakistan zelzelesi milyonlarca insanı açıkta bıraktı. Daha önce Endonezya merkezli tsunaminin benzeri görülmemişti. Ne oluyoruz? Tabiat, kendine çok kötü davranan insan ırkından öç mü alıyor? Besleyip barındırdığı insanın, Arz'ın dengesini böylesine bozması üzerine gazaba mı geldi? Çevreye, yeşile, hayvanlara karşı vahşete doymayan insan, yetmiyormuş gibi, hemcinslerine de bombalar patlatıyor, füzeler fırlatıyor. Dünyanın en renkli beldelerinden biri olan Delhi'nin terör taarruzuna uğrayacağı kimin aklına gelirdi? Benim diyen istihbaratçılar, fütürologlar bile akıllarından geçirmezlerdi. İstanbul, Madrid, Londra'dan sonra, böylesine beklenmedik bir diğer medeniyet merkezine sataşmak, çıldıran terörün genleşerek devam edip gitmek hırsını kanıtladı. Tarafsızlığın şampiyonu Hindistan, başlıca rakibi Çin'le bile anlaşmıştı. Ama ortaklaşa imzaladıkları Şanghay İttifakı bazı çevrelere, Varşova Paktı'nın başka bir coğrafyada hortlaması etkisi yaptı. Terör, hiçbir coğrafyayı esirgemiyor. Başlı başına ve bağımsız bir güç olarak, dünya dengesinde yer almak istiyor. Ama başka güçlerin hesabına da eylem yapabiliyor. Hindistan Başbakanı, Delhi'nin 3 pazarında bomba patlatıp 61 zavallıyı öldürüp 188'ini yaralayan eylemi, adı duyulmamış Keşmirli bir örgütün üstlendiğini söyledi. Acaba öyle mi? Öyleyse bile bu yeni örgütün patronu kim? Aynı gün Haydarabad'da bir tren kazaya uğratılıp 150 kişi öldü. Halbuki 'Üçüncü Binyıl'a ne büyük ümitlerle girmiştik. Artık barış, insan hakları, çevreye, yeşile, tarihe saygı, hükmünü icra edecekti. Ama gelişmeler, 20. yüzyıl şartlarının sürüp gittiğini gösterdi.