İç politikada durgunluk
İç politikada durgunluk, iktidarın gündemi boş bırakmasından kaynaklanır. Gündem boş kalmıyacağı için, politika dışı güçler, bu noksanı tamamlamaya çalışırlar. Ülke gündemine iktidarın hâkimiyeti gerekir ama, iktidar, bunu, güçlü bir muhalefet olmaksızın yerine getiremez. Güçlü muhalefetin yeri Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir. Grubu bulunan tek muhalefet Cumhuriyet Halk Partisi, bütün tarihî tecrübesine, sosyal demokrasi kanadının kendisine açık bulunmasına rağmen, demokrasilerin şartı muhalefet fonksiyonunu yerine getiremedi. Niçin? CHP'nin yeterli sayıda milletvekili vardır. Ancak Meclis, yepyeni kadrolardan oluştu. Her iki kanatta tecrübe unsuru, tehlikeli şekilde asgarîye indi. Genel seçimlerde meclislerin beşte, dörtte bir yenilenmesi iyidir. Üçte birden itibaren tecrûbe eksikliği kendini belli eder. Yüzde doksan nisbetinde yenilenme ise, çok büyük krizler sonunda vuku bulur. Gerçekten 1999-2002 üçlü iktidarı, soygunları millete ödettiği, miletin parasını süper mega faiz olarak iç ve dış odaklara yatırdığı, suçluları aramıza salıverdiği için, iflâs etmişti. Türkiye'de kendisini derin devlet gören veya ilân eden yahut öyle sayanlar, CHP iktidarı ve Baykal'ın başbakanlığını, olmadığı takdirde, CHP'nin kurulacak koalisyona iştirakini bekliyorlardı. Ülke gerçeklerine hiç uymayan bu hesap tutmadı. CHP'nin durgunluğunun diğer sebebi bu hayal kırıklığıdır. Biz seçimlerin 2006 sonbaharında yapılacağı fikrindeyiz. Ne değişecek? Gene yepyeni kadrolarla mı oluşacak? Bilmiyoruz. Ancak CHP dışında DYP ve MHP, kesinlikle Meclis'e gireceklerdir. Bu durum Meclis'i ve siyasî hayatımızı canlandırır. Barajın indirilme nisbetine göre iki üç partinin daha şansı olabilir. AK Parti, gerek görülmemiş sayıdaki grup kalabalığının verdiği ağırlıktan, gerek ciddi muhalefet bulunmamasının boşluğundan zarar görmüştür. AB ve ekonomi gibi iki hayatî alanda gösterdiği başarıdan yorulmadığı ümidindeyiz. Fransa'da bize göre müsbet bir referandumdan ve Sayın Erdoğan'ın ABD ve İsrail ziyaretlerinden sonra, politikamıza canlılık geleceğini sanıyoruz. İktidar, gene gündemi ele geçirir. Cesur hamleler yapar. Rahatça seçimlere gider. Millet bunu bekliyor.