İnce uzun yol

Kıl kadar ince kılıçtan keskince ince uzun bir yola girdik. AB tam üyelik müzakerelerinin tarama faslına başladık. Üyelik çıtası her yıl biraz daha yükseltildi. Türkiye için başka adaylardan istenmiyenler istendi. Zira nüfusça Almanya'dan sonra 2. geliyoruz. Hazmetmek ve hazımsızlık lâfları buradan çıkıyor. Ama Türkiye'ye ihtiyaç mutlak derecede. Türkiyesiz bir Avrupa Birliği, doğuya doğru açılmakta çok zorlanacak. Bu da Avrupa'nın kıt'asına kapanması ve Birleşik Amerika'nın bir yanına İngiltere'yi, diğer yanına Türkiye'yi alıp Asya'da cirit atması demek. Üstelik ABD, Müslüman dünyasında, Avrupa'nın dışladığı Türkiye'yi yanıma aldım diyerek tafra satacak. El-Kaide ve 5 kıt'aya yayılmış yan kuruluşları, Avrupa'nın Müslüman düşmanı olduğuna karar verecek. Böyle bir ortamda Mösye Chirac, Türk ve Müslüman düşmanı, ırkçı muarızlarına fark atmak uğruna Türkiye ile müzakereye başlamasa idik radikal İslâm'a dönüşecekti incisini yumurtlasın! Göreceksiniz müzakere yıllarında, müzakerenin her safhasında, buna benzer, inanılmaz ithamlara, isnatlara, suçlamalara maruz kalacağız. Hepsi çeyrek yüzyıl önce onlar ortak biz pazar diyerek çağdaş uygarlık düzeyine hakarete kalkışmamızın cezasıdır, katlanacağız. -Hem Türkiye'de, hem Avrupa'da, inanınız hem de dünyanın umulmaz yerlerinde- bir kaza olur da AB üyeliğimiz suya düşer mi şeklinde bekleyenler vardır. Üyelik anlaşması imzamızda bile, evet o gün bile epey maskaralıklar vuku bulabilir. Ama arz ettim, Avrupa bizden feragat edemez. Bunu iyi hesaplıyacaktır. Ne kadar sürer? Sayın Başbakan söyledi: Tamamen bizim irademize bağlıdır. Kısaltmak da, uzatmak da bizim elimizdedir. Bir kaza vukuunda bile öyle bir Türkiye oluşacak ki artık elde ettiğimiz çağdaş kriterlerden geri dönmemiz imkânsız duruma gelecek. Biri pek çok kuvvetli, diğeri pek çok zayıf iki ihtimalden hangisi gerçekleşirse gerçekleşsin, Sultan Mahmud'un, Reşid Paşa'nın, Büyük Atatürk'ün ruhları şâd olacaktır. Hiç şüphe etmeyiniz.