Irak başbakanı Maliki (Mâlikî), Ankara'ya gelip gitti. Aynı gün Afganistan cumhurbaşkanı Karzai (Karzâî) ise Washington'da idi. Irak Başbakanı'nın Irak'ta herhangi bir kararı uygulayacak otoritesi yoktur. Yanında getirdiği dışişleri bakanı Kürt'tür. Irak cumhurbaşkanı bile -ne hikmetse- Kürt'tür. Bunlar sıradan Kürtler değillerdir. Bağımsız ve çok daha geniş bir Kürdistan'ı kafalarına koymuşlardır. Kuzey Irak petrollerini bile ABD ile paylaşıp Araplar'a zırnık koklatmıyacaklarını gösteren Kürdistan Millî Petrol Şirketi yasasını çıkardılar. ABD sesini çıkarmaz, Bağdad'da Talebani imza koyar, yasa yürürlüğe girer. PKK'ya karşı bir hareket olmıyacaktır. Amerika da, Irak da, PKK için bir şeyler yapmazlarsa, Türk askeri Irak'a girecek gibidir. Bu da dünyayı ayağa kaldıracaktır. Amerika, 2 sayılı mahut tezkerenin reddinden dolayı Asya politikasını değiştirdi ve ağır zararlara uğradı. Bunu unutmadığını, unutmamalıyız. Afganistan'ın PKK'sı Taliban'dır. Karzai, yanında Başkan Bush, Taliban'ı çocuk ve bebek katilleri şeklinde tanımladı. ABD Başkanı ise İran'a verip veriştirdi. İran halkının bugünki rejime müstehak olmadığını söyledi. Arap olması bakımından Maliki, PKK dostu değildir. Ancak PKK, Irak'ın kuzeyinde Kürt bölgesindedir. Burada Bağdad hükûmetinin sözü geçmiyor. Zaten Bağdad'da hükûmet de kalmadı. Sünnî Arap 6 bakan istifa etti. Bu arada Rusya, Kuzey Kutbu'nda ve Gürcistan'da Amerika'ya hava atıyor. Amerika da cevap veriyor. Venezuela'da Chavez, inanılması zor ama, ömür boyu diktatörlük için anayasa değiştiriyor. Çok yaşlanan Castro'nun yerini doldurmaya kesin kararlıdır. Bütün bunlar hayırlı gelişmeler değil. Maliki'nin ziyaretine gelince, iki taraf da, Amerika da bunun faydalı bir girişim olduğu fikrindedir. Biz, tereddütlerimizi dile getirdik. Pek de kolay çıkmayan mutabakatın iki ay sonra gerçekleşmesini elbette isteriz. Ama iki ay, hele Orta Doğu'da, akla gelen ve gelmeyen her şeyin vuku bulabileceği çok uzun bir zaman parçasıdır.