Kuzey Irak'a girelim mi? muammasının mantıklı cevabı, PKK'yı bitirebileceksek hemen girelim. Bu takdirde, çıkabilecek her türlü ihtilâtı göze almaya değer şeklindedir. Ancak böyle bir ihtimal yok gibidir. Türk birliklerinin ilk kıpırdanışında, biz daha sınırı geçmeden, Kandil Dağı veya PKK kampları ne Allah'ın belası yerde ise, boşalacaktır. Her halde böyle âni bir boşaltmaya hazırlıklıdırlar. Dağı taşı bombalayacak, ateşe tutacağız. Kuzey Irak, girmediğimiz, vurmadığımız yer değil. Hiç birinde düşman, gerçek bir hezimete uğrayıp ortadan kaldırılmadı. Suriye'ye, İran'a, Irak'a, Ermenistan'a, Kürdistan otonomisine sığındılar. PKK'ya hepsi kucak açtılar. PKK dağılıp tekrar toparlandı. Türkiye'nin Orta Doğu'da stratejik müttefiki gibi davranacağına inanmadan Amerika, PKK'yı ortadan kaldırmaz. Türkiye bu güvenceyi vermediği müddetçe, Türkiye'ye karşı kullanmaktan vazgeçmez. Washington, bu hususu anlayamadığımızı anlayamıyor. Yoksa PKK'dan çoktan boşaldığı söylenen Kandil Dağı'nı düzlemek bir şey değil. Dağlıktan çıkar. Haritalarda rakımı değişir. Yeterli bombamız mevcuttur. Kuzey Irak'a girmemiz, ABD ile savaş hâline gelmek şeklinde bile algılanabilir. Zira Irak, daha Amerika işgalindedir. Biliyorsunuz şimdi onbaşılar, cihan savaşı çıkarabilecek ortamlar oluşturabiliyorlar. Çoğu yetersiz eğitimli bir Amerikan onbaşısı, mangasına, Türk askerine ateş açtırsa ne olacak? Usulen biz de cevap vereceğiz. Alın size Türk ve Amerikan birlikleri savaşa başladı hikâyesi! Osman Sınav, birinci derecede senaryo çıkartır. Ama doğrusu Stratejik Vizyon anlaşmasına aykırıdır. Miss Rice'ı gücendirmek de centilmenliğimize yaraşmaz. Görüşüm açıktır. Ancak ben, askerlikten anlamam ve askerî istihbarata da vâkıf ve âgâh değilim. Görüşlerim, jeopolitik ve jeostratejik çerçeve içinde kalır. Karşı teklifim, ne yapılırsa yapılsın, PKK çetelerini, Türkiye sınırları içinde yok etmektir. Müttefikimiz Amerika'nın hâlisâne (!) tavsiyesi de budur. Türkiye'ye giren her PKK'lı kesinlikle öleceğini bilmelidir. Sığınanları, affederiz. Kuzey Irak'a girmemiz hâlinde ise, bu hareketi, bütün Türk milleti destekleyecektir. Her şey bir yana, resmen, hukuken, siyaseten, muahedelere bağlı olarak yanımızda bulunan bir cihan devletini karşımıza almak akıl kârı değildir. İkinci derecede meselelere takılarak ve aklı bir karış geçen duygusallıkla davranarak izlenecek politika, başarıya ulaşmaz. Her konuda haklı bulunduğumuz iddiası çok yadırganır. Uygulayanlarımız da başarısız politikacı değerlendirmesiyle tarihe geçer.