Irak'a girmek

A -
A +

İran'a bağlı terör örgütleri ile görüşmemiz, İsrail'de ve Amerika'da büyük tepki yaptı. Gazze ve Lübnan facialarından, bütün Arap ülkelerinden çok daha fazla ve dengesiz etkilenmemiz, tepkiyi arttırdı. Bizim psikolojimiz bakımından da sebepleri incelenmeye değer. Bu durumda, Birleşik Amerika'daki pek kudretli Yahudi diasporasının hâlâ yanımızda bulunup bulunmadığını henüz bilmiyorum. Atatürk zamanından günümüze, daha düne kadar bu diaspora, Türkleri savundu. Bu durumun değişmesi, Türkiye'yi derinlemesine etkiler. Eylül içinde Kuzey Irak'a girmemiz ciddi bir ihtimaldir. Mecbur kaldığımız için yapabiliriz. Bu ihtimalin gerçekleşmesi, ilgili hiçbir devletin hoşuna gitmeyecektir. Başta Amerika geliyor. 1 Mart tezkeresi vahîm hatasından sonra Amerika'nın PKK'yı Irak topraklarında izlemesi, silmesi bahis konusu olamazdı. Bilakis Amerika, küçük gruplar hâlinde, binlerce eşkıyayı, ağır silâhlar ve süper mayınlarla donatarak, Türkiye'ye soktu. Öyle ki bugün, artık Irak'ta çok az PKK'lı kaldığını ileri sürenler var. Kuzey Irak'a girmemiz hâlinde, Kuzey Irak'taki Kürdistan bölgesinde aleyhimizde tepki olacaktır. İran ve bütün Araplar, bu eylemimizi eleştirecek, hattâ kınayacaktır. En önemlisi Amerika, Türkiye'ye karşı, Ermeni ve Kürt kartlarını artık yelpaze şeklinde açacaktır. Avrupa'da çok memleket bize karşı edepsizleşecektir. Meselâ Madam Mitterrand, bu fırsatı kesinlikle kaçırmaz. Türkiye'nin meşru savunma hakkı pas geçilecektir. Türkiye'nin, eşkıyayı niçin kendi sınırlarımız içinde izleyip, bulup, silemediğini, herkesin anlayacağı açık dille ve kısa cümlelerle, çok iyi anlatması gerekiyor. Hem kendi vatandaşlarımıza, hem dünya kamuoyuna... Ama asker değilim. Zaruret oluşunca Irak'a gireceğimiz tabiidir. Bu kadar söyleyebilirim. Bir operasyonun kaç milyar dolara mâl olacağının hesabını ise, ekonomist olmadığım için, yapamam. Ancak politik ve jeostratejik durumu vurgulamaktan bıkmayacağım. Roma görüşmelerinden sonra savaşın istikameti daha belirecektir. İsrail'de bile savaş karşıtları harekete geçti. Ancak İran'la Suriye, Soğuk Savaş devrinin politikası ile terörist güçleri sahiplendiği müddetçe Amerika, tutumundan vazgeçmez. Orta Doğu'nun yeniden yapılanacağı, en yetkili ağızdan ifade edildi. Bu yapılanmada Türkiye, üst düzeyde söz sahibi olmalıdır. Başka hiçbir çaremiz mevcut değildir. Ben yokum diyeni yok sayacaklardır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.