Bağdad'da ABD ile Irak hükûmeti arasında, 100 küsur maddesi tartışılıp değiştirilen bir anlaşma imzalandı. Bana göre bu anlaşmanın pek çok maddesi uygulanmayacak. ABD, Irak'ta birkaç üs'te vurucu gücünü yoğunlaştırıp, askerini parça parça çekecek. Amerika, 40 gün sonra Irak hava sahasının kontrolünü Irak hükûmetine bırakıyor. Yani 2009 girer girmez Türk hava kuvvetleri, PKK operasyonları için artık Amerika'dan değil, Irak hükûmetinden izin alacak. Bakalım kimlerden: Irak cumhurbaşkanı Kürt'tür. Irak dışişleri bakanı Kürt'tür. Irak genelkurmay başkanı Kürt'tür. Bu kişilerin hava operasyonumuz için izin vermeleri muhaldir. Önce ülkenizdeki terörün hakkından gelin! diyeceklerdir. Farazâ izin çıktı, ânında PKK'ya bildirirler. Teröristler inlerine çekilir. Uçaklarımız dağı taşı bombalar. Teröristler, dünyaya karşı ağlaşırlar. Washington'ın Kürtleri Türkler, Araplar, İranlılarla baş başa bırakacağı sanılmaz. Araplar, Irak'ı Kürtlerden geri almak için, Amerika'nın çekilmesini bekliyor. Şu halde Amerika, Irak gibi çok daha geniş bir alanda, yeni bir Filistin mi oluşturmak istiyor? Şu manada: Yarım asır birbirleriyle vuruşacak, tarafların her biri Amerika'ya muhtaç kalacak bir coğrafya... Nitekim cumhurbaşkanlığında 7 yıl dış politikamızı yöneten Süleyman Demirel, çok uyanık bulunmamız hususunda uyardı. Irak'taki menfaatlerimizi koruyamadık. Oradaki problemleri Türkiye'ye de sıçrattık. Dış politikamızdaki vahîm hataların sonucudur. Amerika'nın, 'İkinci Tezkere'nin reddinden dolayı gördüğü çok büyük zararı hâlâ unutmamış bulunması ihtimali vârittir. Yarın 22 Kasım Cumartesi günü, Ankara'da Bahçelievler Millî Kütüphane Konferans Salonu'nda saat 10'da başlayacak Yahyâ Kemâl sempozyumunda, öğleden önce konuşacağım. Giriş serbesttir.