Irak'ın hâli n'olacak? sorusuna bir tarihçinin cevabı şöyle olabilir: Osmanlı Türkiye'sinin başına gelenleri Irak da yaşıyacak. Bizim meş'um Mütâreke yıllarında (1918 sonu-1922 sonu) ne oldu ise, Irak da aynı âkıbete uğrayacak. Türkiye'ye Enver Paşa, Irak'a Saddam Hüseyn adlı çok genç iki general musallat olmuştu. Enver'in ideali Turan yani Türk ülkeleri birliği, Saddam'ınki Arap, hiç değilse Arabistan ülkeleri birliği idi. İkisi de düşmanlarının gücünden bîhaber, kendi dar karîhalarının mahsulü projelerini tatbike giriştiler. Sonları mâlum. Enver Türk düşmanlarının kurşunları ile şehit düştü. Saddam düşmanları tarafından hakaretle asıldı. Eh arada o kadar fark tabiidir. Enver Türkiyesi, Ege Denizi'nden Umman Denizi'ne uzanıyordu. Saddam Irak'ı ise, Enver Türkiyesi'nin ancak 3 eyaleti üzerinde bulunuyordu. Enver'le Saddam'ı aynı kefeye koyduğum için çok Türk'ün bana kızacağını biliyorum. Ama şunu demek istiyorum: Yakasını, kaba güce dayayan gayri meşru diktatörleri başından atamayan milletler, aynı felakete uğrarlar. Türkler ve Araplar gibi cihan tarihini oluşturan en seçkin milletler arasında bulunmaları durumlarını değiştirmez. Türkiye'yi felâketten çekip alabilecek dehâda bir Osmanlı generali çıktı. Elde ne kaldı ise derleyip toplamaya çalıştı. En radikal reformları gerçekleştirebildi. Asıp kesmedi, çalıp çırpmadı. Irak'tan Atatürk gibi bir dâhînin zuhur edeceğinin en küçük belirtisi yoktur. Onun için Amerikan işgalini Amerikan hegemonyası izleyecektir. Toprakları parçalanacaktır. Taraflar tükenmeye yaklaşınca, iç savaştan bıkıp vaz geçeceklerdir. Unutulmamalıdır ki, evet Irak elbette Osmanlı İmparatorluğu değildir. Fakat tıpkı Anadolu gibi, Arz'ın büyük medeniyetlerinin oluştuğu nadir ülkelerinden biridir. Binbir Gece zaten mazi olmuştu. Ama imkânlar dahilinde kendini toparlayabilir. Petrolü tükenince de artık Amerika'nın ilgisi ortadan kalkar.