İran konusu

A -
A +

İran, imparatorluğunu muhafaza etmek için çırpınıyor. Atom bombası sahibi olursa, daha güvencede hissedecek. Ayrıca -başta Türkiye- bütün bölge devletlerine sözünü geçirir, dediğini yaptırır duruma geleceğini, belki onları susta durduracağını düşünüyor. İhtilâlin heyecanlı safhasını tamamlamadığı apaçık. Dünyada İran'ın nükleer silâh edinme hakkını onaylayan tek devlet yok. Ama Birleşmiş Milletler dahil hiçbir örgüt ve ABD dışında hiçbir devlet, bunu önleyecek fiilî güce sahip değil. Amerika ise kesin kararlı. Bugün Amerika, rakibi bulunmayan cihan devleti pozisyonundadır. İran'ın nükleer silâhlanmasını pas geçmek ihtimali hiç yoktur. Zira İran böyle bir kudretle, dünyadaki ABD ve de İsrail düşmanlarının öncülüğüne soyunacağını ihsâs etti. Sultân Abdülazîz, 1876'da böyle bir acemilik yapmış, dünyanın 3. veya 2. deniz kuvveti hâline getirdiği Türk donanması ile Kırım'ı Rusya'dan geri alacağını ağzından kaçırmıştı. Bir yıl geçmeden 93 Harbi ile imparatorluğumuzun nasıl budandığı malûmdur. Gerçi Amerika, Pakistan'ın genelkurmay başkanı ile kuvvet komutanlarını aynı uçakta havada yok ettiği halde bu devletin atom bombası sahibi olmasını önleyemedi. Ancak o zaman Sovyetler Birliği heyulası vardı. Pakistan'a daha sert yaptırımlar uygulanamazdı. Şimdi İran, nefret ettiği Saddam'ı taklîden, ABD ve İsrail'e tehdid üzerine tehdid yağdırıyor. Üstelik tehdidi yapan İran Cumhurbaşkanı, Saddam'a nisbetle çok yeni, cihan politikasında tecrübesiz, daha radikal çok daha dosdoğru bir devlet adamıdır. Hâşim-i Rafsancânî seçilse idi, aynı üslûbu kullanmayacaktı. Tecrübesi yetersiz ateşli milliyetçilerin nasıl imparatorluk batırdıklarına en vurucu misal, Osmanlı devletidir. Her hâl-ü kârda İran nükleer silâh sahibi olamayacaktır. Türkiye'yi, Kafkasya'yı, Türkistan'ı ve Türk âleminin yanında Arap âlemini hegemonyasına alamayacaktır. Böyle bir ihtimal sıfırdır. Bazı devletler gibi atom bombası edinmek hakkının bulunduğu hususunda haklı görülebilir. Ancak milletlerarası politika, bu mantıkla yürümez. Çok değişken şartlara tâbi olarak yol alır ve tarihin akışını şekillendirir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.