İran'a öğütler

A -
A +

Tecrübeli bir politikacı olan yaşlı Suudi kralı Abdullah, daha 4 Mart günü, Riyad'a gelen İran cumhurbaşkanı Ahmedinecad'a şöyle öğüt verdi: "Ateşle oynuyorsunuz. Amerika taarruzunu küçük bir ihtimal görmeyin. Uranyumu bu yıl değil de 5 yıl sonra zenginleştirseniz ne kaybedersiniz?". Kral'ın şu cümlesi de çok önemli: "Araplar'ın işlerine karışmayın". Melik Abdullah'ın bu konuşmasını geçen gün, Suudi hâriciye vezîri Suûdü'l Faysal açıkladı ki kralın yeğenidir (ağabeyinin oğlu). Ama İran, biz Türkler'i ve Suudiler'i sevmez. Öğüdü veren Kral Abdullah ise, müttefiki Amerika'yı sevmeyen bir hükümdardır. Bunları bilmek gerekir. Amerika'nın ve İngiltere'nin stratejik müttefiki Avustralya'nın dışişleri bakanı Alexander Downer, İran dışişleri bakanı Menûçehr Muttekıyye'ye telefonla "durumunuz gittikçe ciddileşiyor" ihtarını yaptı. Başbakan Erdoğan'ın Ahmedinecad'a telefonunu da unutmayalım. İran Cumhurbaşkanı, kadın İngiliz bahriye onbaşısı rehineyi bırakacağını söz verdi. Sözünü tutmadı. Avrupa Birliği'nin ihtarı ise sert ve kesin oldu. 27 Avrupa devleti dışişleri bakanı ortak bildiri yayınladılar. Şöyle deniyor: "Avrupa Birliği vatandaşı 15 kişiyi tutsak aldınız. Hemen salıverin. Aksi takdirde gerekli tedbirleri alırız". Bazı hukukçular ise, İran'ın mı, İngiltere'nin mi haklı olduğunun anlaşılmadığını düşünüyorlar. Bu gibi gelişmelerde hukukun kesinlikle devre dışı kaldığını derin politikacılar ve iyi tarihçiler bilirler. Bu gibi olaylarda her devlet, kendi menfaatine göre tavır alır. Bu kural asla değişmez. İran'ın hak ve hukuk aramadığı ise âşikârdır. İngiltere başta bütün Avrupa'nın ve Amerika'nın burnunu sürtmek peşindedir. Tahran eğleniyor. İranlılar'ın gururu artıyor. Haydi hayırlısı...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.