Birinci Cihan Savaşı'nda (1914-18) Araplar, Filistin cephemizde, İngilizler ve müttefikleri ile birlikte, tebaası bulundukları Osmanlı ordularına karşı fiilen savaştılar. Filistin, İngiltere sömürgesi oldu (1918-1947). Yahudi devleti kurmak için seçildi. Araplar, her taraftan göçmen olarak gelen Musevilerle vuruştular, başaramadılar. Birleşmiş Milletler, İngiltere'nin bıraktığı Filistin topraklarını Araplarla Yahudiler arasında bölüştürdü. Yahudilere, bugünkü İsrail'in ancak yarısı kadarı verilmişti. Arap devletleri BM kararını kabule değer bulmadılar. Yahudilere savaş açtılar. Tekrar yenildiler. Daha geniş sınırlar içinde bir İsrail ortaya çıktı. Bu yenilgi, en iri ve lider Arap devleti sayılan Mısır'da monarşinin sonu oldu. Kurmay Yarbay Cemal Abdünnâsır, komünizan sosyalist, Moskova'ya dayanıp Birleşik Amerika ve İngiltere'yi tehdid eden, Arap ırkçısı ve 'panarab', Türk ve Osmanlı düşmanı bir rejim kurdu. Sürpriz taarruzla İsrail'e saldırdı. Birkaç gün içinde İsrailliler, Arap ordularını yendiler. Savaştan öncekinden çok daha geniş toprakları ele geçirdiler. Ürdün yönetiminde bulunan Doğu Kudüs ve Harem-i Şerîf, Musevi egemenliğine geçti. Hazret-i Ömer'in, Selâhaddîn-i Eyyûbî'nin, Yavuz'un ve Kanûnî'nin Kudüs'ü Müslümanların elinden çıktı. Monarşilerin yaka silktikleri 'nâsırcılık' ve 'baasçılık', Arap ülkelerine yayıldı. Suriye ve Irak'ta askerî darbeye dayanan azılı Türk düşmanı rejimler kuruldu. Türkiye, Filistin örgütlerinde eğitilmiş teröristlerin eylem alanına dönüştü. Buna rağmen Ankara, İsrail'le ilişkilerini, inanılmaz derecede asgarîde tuttu. İran'da da Türkiye ile yakınlaşmak isteyen Rızâ Şâh'ın yerine oğlu Muhammed Şâh geçince, Türkiye düşmanlığı başladı. Bu ülkeler her vesileyle ve her fırsatta Türkiye aleyhinde çalıştılar. Türkiye'nin düşmanları ile ittifaklar kurdular. Türkiye sınırlarını bile münakaşa ettiler. Bu suretle jeopolitik zaruretler icabı, esasen stratejik müttefiki bulunan Birleşik Amerika ile münasebetlerinin de gereği, Türkiye, İsrail'le çok yakınlaştı. Prof. Erbakan bile bu yakınlığı ihlâl etmedi. Osmanlı'nın Yahudiler'e karşı geleneksel dost ve himaye politikası, tekrar yürürlüğe girdi. Bu sütuna sığabilecek kısa bir tarih özeti yapmak ihtiyacını duydum. Şimdi İsrail, Nâsır savaşında aldığı Gazze Şeridini boşaltıyor. Batı Ürdün ve Doğu Kudüs üzerinde ise büyük anlaşmazlıklar çıkacaktır. Başkan Clinton'ın İsrail'e kabul ettirdiği şartları İran'a bağımlı örgütlerin baskısıyla reddeden Arafat, son şansını da yitirmiş oldu. Bugün o şartlar imkân haricinde görünüyor.