15 ve 20 Kasım İstanbul eylemleri, Avrupa'nın ödünü kopardı. Terörü bir meslek kabûl edersek, el-Kaide, istediği mesajı verdi. Avrupa devletleri bu mesajı algıladı ve anladı: ABD'yi desteklerseniz sizin başınıza da aynı şey gelir. Bağdad'da ve İstanbul'da yaptıklarımı Londra ve Berlin'de de yapabilirim. Bu suretle, Amerika Birleşik Devletleri'nin, liderliğine soyunduğu dünya sathında terörle savaşı, el-Kaide ve emsali örgütler, aynı şekilde cihanşümul çapta kabullenmiş oluyor. Amerika ve Türkiye terörün gerçeklerini yıllardan beri, Avrupa belki henüz İstanbul eylemlerinden sonra anladı da, geri adım mı atacaklar? Teröre taviz mi verecekler? Terörle savaştan ve terörü yok etmekten vaz mı geçecekler? Kesinlikle hayır! Ne Amerika, ne Türkiye, ne Avrupa, teröre taviz vermeyecektir. Devlet olduğu iddiasında bulunan hiç bir ülke böyle bir şeye yanaşmaz. Binaenaleyh bana dokunmayan yılan bin yaşasın sinsi ve etik dışı politikası mevcut ise -ki mevcuttur- İstanbul eylemlerinden sonra geçerliliğini yitirecektir. Terörü destekleyen, topraklarında besleyen ülkelerin hayat hakları kısıtlanacaktır. Washington'a göre bu ülkelerin başında Suriye ile İran geliyor. Hatta, teröre karşı olsalar bile, vatandaşları arasından fazlaca terörist çıkan Suudi Arabistan ve Mısır gibi ülkeler, Washington'ın kara listesindedir. Amerika, mimlediği bu ülkelerin sadece politikalarını ve felsefelerini değiştirmek isteyecektir. Suriye ile İran'ın ise sınırlarını da değiştirmesi muhtemeldir. Nitekim hâlen Irak'ın sınırları müzakere ve münakaşa ediliyor. Terörle yaşamak ve terörle geçinmek, epey kalabalık kitlelerin hayat tarzıdır. Bu meslek ve hayat biçimi tamamen ortadan kalkmaz. Ancak alanı, etkisi, sayısı ve hacmi gittikçe daralacaktır.