İyimser hava bozulmasın

İktidar partisinin, ana ve tek muhalefet partisi ve Çankaya ile erken bir çekişmeye girişmesini istemiyoruz. Bütün Türkiye istemiyor. Hele 15 Aralık Kopenhag zirvesinden önce çıkacak bir anlaşmazlık, Türk milletinin en yüksek menfaatlerini zedeliyebilir. Her partide müfritlerin bulunduğunu, genel başkanlar iyi bilirler. Bunlar şu sakin ve ümit dolu sonbahar günlerinin iyimser havasını bozabilirler. Müfritlerden daha tehlikelileri, dalkavuklar, yeni tabiriyle yalakalardır. Bunların, nice anlı şanlı lideri nasıl baştan çıkardıklarını, ne yanlış yollara sevk ettiklerini hep gördük. Her hâl-ü kârda, gerek içte, gerek dışta oluşan olumlu atmosfer ihlâl edilmemeli. Şaibesiz, patırdısız, demokrasiye uygun bir seçim yaşadık. Sonuçlarından yakınanlar, ilgili yasal düzeltmeleri yapmaksızın seçime gidenlerdir. Bu arada, iki turlu olsaydı da, bugünki aynı netice çıkacağını hatırlatmak isterim. MHP, DYP ve ANAP'ın Meclis dışında kalmalarına, bu partilere oy veren vatandaşlar elbette üzüldüler. Her üç partide çok değerli ve tecrübeli insanlar vardı. Aflarına sığınarak söylüyorum, sıradan, hattâ zararlı olanlar daha çoktu. Bu üç partinin genel başkanlarının çekileceklerine nedense hiç inanasım gelmiyor. Genel istek üzerine (!) yerlerinde kalacaklarını sanıyorum. Dolayısıyle, aynı beceriksiz ekipleri, yöneticileri ile kalacaklardır. Bu suretle bu partilerin kendilerini reformdan geçirmeleri imkânsızlaşıyor. Millî irade, bugünki tablo ile oluştu. İktidarın ve muhalefetin her adımı dikkatle izlenecektir. Şimdiden söyliyeceğimiz, 22. Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin her iki kanadını da, radikal ve artık kaçınılmaz reformlara daha yatkın, istekli, istidatlı, yetenekli gördüğümüzdür. İnşallah yanılmayız.