Soğukkanlılıkla 24 Nisan referandumunu bekliyelim. Türk tarafından evet çıkacaktır. Aksi takdirde Türkiye milletlerarası arenada hırpalanacak, zarar görecektir. Avrupa Birliği sert tavır alacaktır. Kıbrıs Türkü ezilecektir. Yunanistan ve Güney Kıbrıs, bayram edecektir. Ama böyle bir ihtimal yoktur. Güney Kıbrıs'tan olumsuz oy çıkması ihtimali ise kuvvetlidir. Bu takdirde, yapacağımız bir şey kalmaz. Biz elimizden geleni yaptık. Kıbrıs'ta Türk hukukunu cesaretle, açık alınla bütün dünyaya anlatıp savunacağız. Türkiye'de Avrupa Birliği takıntılı statükoculara gelince, AK Parti'yi Kıbrıs üzerinde vurmaktan vaz geçeceklerdir. İktidarın laiklik karşıtı icra, eylem, niyet ve söylemlerini mercek altına alacaklar, buradan vurmaya çalışacaklardır. Hükûmetin ve AK Parti'nin buna fırsat vermiyecek derecede akıllı ve öngörülü davranabileceğine, statükocularımız, hiç ihtimal vermiyorlar. Göreceğiz. Bu arada Irak'ta zorlandıkça zorlanan, başkanlık seçimleri yaklaştıkça yaklaşan Birleşik Amerika, Ankara'ya teklifler getirecektir. Taleplerde bulunacaktır. Bu konuda hata yapmamalıyız. Zaten çok kıdemli, üstelik stratejik müttefikimiz olan bir cihan devletini karşımıza almak gibi bir basiretsizliğe düşmemeliyiz. 1914 kasım ayında İngiltere, Fransa ve Rusya gibi üç devlete birden savaş açtığımızı, düşmanı Polatlı'ya kadar getirdiğimizi unutmuyoruz. Şüphesiz Washington'ın her istediğine eyvallah demiyeceğiz. Ama artık büyük devlet diplomasisine geçmemizin zamanıdır. Pax Americana'nın getireceklerini dirayetle hesaplamalıyız. Amerika politkası önemlidir, bütün dünya devletleri için çok önemlidir. Ama Türkiye için önemlinin en önemlisi, Avrupa Birliği'dir. Avrupa normlarını kabûl edip uygulamamızdır. Türk Yenileşme Tarihi'ni bilen herkes, başka metodlarla çağdaş uygarlık düzeyine ulaşamıyacağımızı kabûl ve tasdik eder.