Kıbrıs hakkında, son tavsiye kararı Millî Güvenlik Kurulu'ndan çıkacak. Ancak bu tavsiyeleri değerlendirme, hattâ kaale alıp almamak hakkı ve sorumluluğu, demokrasilerde hükümete ve icranın başı olan başbakana aittir. Hesabını Meclis'e ve millete o verecektir. Bununla beraber Sayın Başbakan, elbette Çankaya zirvesinden çıkan ve Millî Güvenlik Kurulu'ndan çıkacak ilkelere ve ayrıntılara dikkat edecektir. Birleşmiş Milletler, Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği ve bütün dünya, Kıbrıs'ta çözüm istiyor. Azerbaycan ve Pakistan gibi bize karşı dostlukları su götürmez devletler bile aynı temayüldedir. Alâ hâlihi (statu quo) durumunu savunan tek ülke yoktur. Sorunu çözmekte gayret, hattâ irademizi açıkça göstermeliyiz. Kıbrıs Rum Cumhuriyeti'nin davranışına ve tutumuna da bakacağız. Zira aynı iradeyi karşı taraf göstermezse, statüko devam eder. Kârlı çıkan olmaz. Kıbrıs'ta başarısızlık sebebiyle Aralık 2004'te Avrupa Birliği'nden üyelik müzakere tarihi alamadığımız takdirde, AK Parti iktidarının düşeceğini ümid edenler vardır. Hiç değilse Avrupa Birliği'nden uzaklaşmamız, statükocularımızı sevindirecektir. Bence bu, zihin egzersizinden ibaret bir fantezidir. Kıbrıs üzerinden iktidarı vurmak. Türkiye'yi vurmaktır. 2005 yılına, Kıbrıs konusunu iyi şartlarla kapatarak girmemiz, en kuvvetli ihtimaldir. 2005 içinde artık Brüksel'de masaya oturmamız gerekiyor.. Avrupa'da ciddi devlet adamlarının da niyetleri budur. Türkiye'siz bir Avrupa'nın manasını kavramışlardır. Yeter ki bizden bir sakarlık doğmasın. Ama Avrupa, bu yılın haziranında bize müzakere tarihi verip Türkiye ve Kıbrıs konularında rahatlar. Bu da ihtimal dahilinde ama, AB bu dirayeti gösterebilir mi dersiniz?