Konuklarımız Esad ve Ahmedinecad

A -
A +

İki önemli komşumuz, biri Suriye, diğeri teşrifini beklediğimiz İran'ın cumhurbaşkanı Türkiye'de... Biri İstanbul'da çalışma ziyaretinde... Diğeri Bodrum'da hanımefendisi ile dinleniyor (Suriye de bir Akdeniz ülkesidir). Bu iki zât, Avrupa parlamenter demokrasilerindeki klasik cumhurbaşkanı durumunda değillerdir. Fransa'daki gibi yarı-başkan statüsünü haizler. Hatta daha fazlası... Onun için, Başbakanımızla, tam yetkiyle görüşeceklerdir. Her iki önemli komşumuzda da "Batı tipi"demokrasi hak getire olduğundan, dedikleri dediktir. Bununla beraber Esad, yüzde 10'un altında müfrit bir Şii azınlığın, Baas (ırkçı Arap milliyetçiliği) ideolojisine dayanarak kurduğu askerî cuntaya bağlıdır. Ahmedinecad'a gelince, ılımlı ve çoğunluk oluşturan bir Şii mezhebin, Humeynî tarafından geliştirilmiş sisteminden ayrılamaz. Her iki komşu devlet başkanının da Türkiye sahillerinde hoşça vakit geçirmeleri, Başbakanımız ve diğer büyüklerimizle dostça konuşmalarına elbette diyecek yoktur. Ne çare ki her ikisi de Batı için netameli sayılan şahsiyetlerdir. Ve her iki devlet de, Birleşik Amerika'nın ünlü haydut (terörist) devletler listesine dahildir. Bununla beraber Ankara, müzakereleri, Washington'a bilgi vererek yürütüyor. Bu da iki bakımdan çok tabiidir: Birincisi, bizim müttefikimiz İran değil Amerika'dır. İkincisi: Bu müzakereler İsrail, hatta Orta Doğu barışı adına yapıldığı için, diğer tarafı oluşturanlardan Amerika'yı dışarıda bırakmak mana taşımaz. Amerika dikkatli, aynı zamanda memnundur. Vakit kazanıyor. İran da vakit kazanıyor. Biz de kazançlıyız: Türkiye adı dünya medyasından düşmüyor. Güçlü, saygın, hatta sözü geçer arabulucu durumundayız.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.