Kopenhag'a doğru

A -
A +

Dış politika temaslarında yaşayıp doruğuna eriştiğimiz trafik, önümüzdeki hafta durgunluğa girecek. Zira Kopenhag'da hakkımızda bir karar alınacak. Tavrımız, kararın mahiyetine göre şekillenecek. Her kafadan başka ses yükselecek. Sonra nisbeten sükûn başlıyacak. Avrupa kriterleri istikametinde reform çalışmalarımız rutinleşecek. Kıbrıs mevzuunda ilerleme, şüphesiz Kopenhag'dan alacağımız sonuçla bağlantılı olacak. Irak'a gelince, Birleşmiş Milletler denetçilerinin teftişi başladı. Harıl harıl nükleer ve biyolojik silâh izleri arıyorlar. Saddam'ın -sayısını Iraklı diktatörün de bilmediği- saraylarına girip çıkıyorlar. Acaba havanda su mu döğüyorlar? Saddam rejimi, denetçileri, ABD ve İsrail'in savaş çıkartmaya memur ajanları ilân etti. Bu doğru değilse de, Washington'ın, denetimi savaşa giden yolda zorunlu bir safha şeklinde gördüğü bellidir. Meğer ki bir sabah ansızın bütün dünya, Saddam Hüseyn'in, maa-âile, gece vakti uçakla bir semt-i meçhûle doğru Irak'tan ayrıldığını öğrensin... Türkiye, Irak işine şu veya bu yoğunlukta karışacak. Adımlarımızı dikkatle atıyoruz. Kimse bizi kınamasın, yoğurdu üfleyerek yemeye mecburuz. Bu arada Siirt ilimize 3 milletvekili seçeceğiz. Tayyip Erdoğan'ın seçilip yeni bir hükûmet kuracağı kesindir. Bugünki bakanların performanslarını değerlendirip değişiklik yapması normaldir. Ama bu işe daha iki üç ay var. Politikada uzun müddettir. Sayın Erdoğan, Pazartesi günü tekrar Kopenhag'a gidip ikinci defa Danimarka Başbakanı ile görüşecek. Salı günü ise, Avrupa Birliği hükûmet başkanları Kopenhag'da bir araya gelecekler. Tarihî kararlarını verip, 6 ay sonra Selânik'te ve 12 ay sonra Dublin'de buluşmak üzere dağılacaklar...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.