Fransa'nın Strasburg şehrinde Avrupa Parlamentosu, Türkiye'nin açıkça aleyhinde bir AB ilerleme raporu yayınladı. Ermeni soykırımı konusu, Türkiye'nin başında sürekli Demokles kılıcı sallandırmak için bir koz şeklinde saklanması daha münasip görülüp çıkartıldı. Çeyrek yüzyıl önce AB üyeliği fırsatını bize kaçırtan o dönem söz sahibi olanları, bir defa daha kınıyoruz. Ne kadar da öngörüden mahrum imişler... Bizi bu durumlara düşürdüler. Dışarıda kaldığımız müddetçe böyle raporlara maruz kalacağımız kesindir. Türkiye gibi bir devleti bu derecede eleştirilere muhâtab kılan ortama gelişte bize ait faktörler şunlardır: - AB ile ilişkilerimizde Amerika'nın daima lehimize tavassut etmekten artık vazgeçmesi (Talebani'yi bile Amerika'nın konuşturduğunu sanıyorum). - İsrail'in aynı tavassutu artık durdurması, Dünya Yahudileri'nin 500 yıldır ilk defa bize tereddütle bakmaları. Amerika'nın Türkiye'nin müttefikliğinden ciddi şüpheye düşmesi, belki bizi terörist ülkeler saydığı İran, Suriye, Filistin müttefiki görmeye başlaması. - AB ile müzakerelere dört elle sarılmayıp işi oluruna bırakmamız. Müteaddit uyarmalara rağmen bir türlü vaktiyle aday devletlerininkilere benzer müzakere örgütlenmelerini oluşturmaktaki ihmalimiz. - Rapor şakır şakır yazılırken bile, Strasburg'u boş bırakmamız. - Çıkarılması gereken yasaların tatilden önce Yüce Meclis'e sunulmaması. - 301. madde kabîlinden netameli maddeleri, kelimesi kelimesine, -işimize en fazla gelen- bir AB ülkesinin mevzuatından tercüme yoluna gitmeyip, çapraşık, muğlâk, zevksiz, münakaşaya açık bir Türkçe ile metinler yazmamız. - Ekümeniklik, papaz okulu, vakıfların iadesi gibi incir çekirdeğini doldurmaz işleri başımıza belâ edecek hâle getirmekteki inanılmaz hünerimiz.. Asıl rapor Brüksel'de Avrupa Konseyi'nden çıkacak. O zamana kadar elimizi çabuk tutmadığımız takdirde, Türk dış politikası büyük hezimete maruz kalır.