Ankara'da Adalet ve Kalkınma Partisi, İstanbul'da Ergenekon denilen davalar sona ermeden, her kafadan bir ses çıkmaya devam edecek. Kararlar oluşunca da, Türkiye politikası, hatta rejimi üzerindeki etkileri ve hangi düzenlemeleri gerektirdiği konuşulacak. Rejim krizi değilse bile, politik kriz alâmetleri bunlar... Her türlü spekülasyona açık... Mahalle dedikodusu düzeyinden jeostrateji münazarası seviyesine kadar her sınıf halkı ilgilendiriyor. Emekli iki orgeneralin itham edilmesi ilgi çekiyor. Bizde vaktiyle İstiklâl Mahkemelerinde suçlanan generaller, Orgeneral Mustafa Muğlalı'nın mahkûmiyetle biten yargısı çoktan unutulmuş. Medya, ilk emekli orgeneral yargılaması diye tutturmuş gidiyor. Krizin bilançosu şimdiden dehşet saçmaya başladı: Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek'e göre: 80 milyar YTL şirketlerin borsa değeri düşmesi+20 milyar YTL devlet borçları faizindeki artış... Etti mi 100 milyar YTL? Ancak krizin alçalması ile telâfisi mümkün kayıplar... Orman yangınları trajedisi ise daha da vahim... Zarar milyarlar değil trilyon dolarlarla ölçülebilir. Nedense turizme en elverişli alanlar tutuşuyor. 3 ayda bitirildiği iddia edilen 300 metre tünel, başkent Ankara'nın işlek bir kesiminde kazılıp bir gece bir bankanın müşteri kasaları aşırılıyor. O kasalarda ne vardı ki?.. Amerikan filmlerinde görsek, mübalağa sayacağımız bir eylem... Muhtasar müfit, açık ve berrak, kısa cümlelerle kaleme alınmış bir savcı iddianamesi yayınlanırsa, Ergenekon konusunda neyin yargılanacağını anlayacağız. Askeri darbeye kışkırtmak veya darbe yahut darbeye götürecek terör olayı için demode çete ve örgüt oluşturmak gibi dehşetli söylentiler açığa çıkacak. Kararı yüce yargı verecek...