Krizin son günleri

A -
A +

Doğrusu Türkiye'ye müzakere tarihi verilmesi konusunu çok becerikli Avrupa diplomasisi, cadı kazanına döndürdü. Kriz hâline getirmesine ramak kaldı. 8 gün sonra 17 Aralık Cuma günü, ne olacak göreceğiz. Başkan Jacques Chirac (Jak Şirak) , doğru pozisyon alabilse idi, diğer devletler içinden de çatlak sesler çıkmazdı. Türkiye'nin üyeliği, Fransa iç politikasının, hattâ Fransa'da partiler çekişmesinin ana malzemesi hâline geldi. Türkiye, diğer üye devletlere adaylıklarında yapılan aynı muameleyi bekliyor. NATO ve Gümrük Birliği üyesi Türkiye'nin birtakım pis kötü niyetli, mütereddit, korkak rezevlere tahammülü bulunmaması tabiidir. Zira, Türkiye, Avrupa Birliği'nden sağlayacağı menfaatlerin üzerinde bir gelişmeyi Avrupa'ya sağlayacaktır. Bunu Başkan Chirac dahil, gerçek devlet adamları çok iyi biliyor. O halde niçin şahsiyetlerine yakışmaz zikzaklarla sanal kazançlar oluşturmak istiyorlar? Avrupa, şartsız ve derhal müzakere tarihi verildiği takdirde, bizim hemen Hıristiyanların taleplerini yerine getireceğimizi biliyor. Müzakereye başlayınca Güney Kıbrıs Rum Cumhuriyeti'ni zımnen tanıyacağımız keza âşikârdır. Ama Annan Planı dışında tavizlerle kuzeydeki Türkler'i teslim edeceğimizi sanıyorlarsa, mümkün değildir. Kaldı ki, AB'den olumsuz cevap alan Türkiye, Kıbrıs'ta sertleşecektir. Hıristiyanlar'a tanınan haklar konusunda, Fâtih'in ve Atatürk'ün gerisine düşmemiz sürüp gidecektir. Ancak bu tutum, Balkanlar'da Türkler'e yapılan ve çok defa alçaklığın son haddine getirilen muameleler neticesinde oluştu. Yoksa Fâtih'in ve Atatürk'ün gerisine düşmezdik. Onların 2004 çizgisi için yetersiz kalan eksiklerini bile çoktan tamamlamıştık. Ekümenik gibi kelime ve kavramlardan ürkecek hâlimiz kalmazdı. 17 Aralıkta Avrupa liderlerinin, çok öğündükleri ve medeniyetlerinin -bizim de benimsediğimiz- temelini oluştan Rönesans, Aydınlanma, din ve fikir hürriyeti, insan hakları gibi ana unsurlarına ters düşen çekingen ve ürkek ifadelerle düzenlerini berbad etmeyeceklerine inanıyoruz. Zira Türkiye'nin bu şartlarla masaya oturamam demesi hâlinde, Avrupa Birliği, biribirine benzemez dünya ülkelerinde ve çevrelerinde, nice eleştirilere uğrayacaktır. İstihza konusu bile yapılabilir. Çizgiyi iyi belirlemek lâzım. Söz konusu Patagonya değil, Türkiye'dir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.