Kürtler hakkında

A -
A +

Türkiye Kürtleri, diğer bütün vatandaşlarımız gibi Türk'tür. Bir azınlık değildir. Türk'e ortak bir kavim de değildir. Burası Türk devletidir. Biz Türkler'in, ırk ayrımını rüyamızda bile görmeksizin kurduğumuz bu devlette, ırk, mezhep, din ayrımı yoktur. Olamaz. Mahallî diller vardır. Her yörenin kültürel özellikleri mevcuttur. Bunlara dayanarak mikro milliyetçilik yapmak isteyenler çıkar. Ama bu, devletin bölünmesi veya bir parçasının diğer parçalarından farklı bir yönetime girmesini sağlamaz. Bu şekilde bir bölünme, İngiltere ve Fransa'da olduğu gibi, Türkiye'de de yasaktır. Silâhlı şekilde yapılırsa, güvenlik güçleri ile çözümlenir. İngiltere ve Fransa'da anadilleri İngilizce ve Fransızca olmayanlara hangi haklar verilmişse, aynını vermeye hazırız. Onlardan geri kalmayız. Ancak gerek bu haklar, gerek terör bâbında onlardan çekingen davranmamız, kesinlikle mümkün değildir. Bütün büyük ve gelişmiş toplumlar gibi Türkiye'de de kavimler öylesine karışmıştır ki, tarihçiler bile işin içinden çıkamaz. Mesela Türkiye Cumhuriyeti'nde devlet ve hükûmet başkanlıklarına, bakanlıklara, en yüksek rütbede askerî ve mülki görevlere gelmiş Kürt asıllıların küçük bir listesini versem, şaşkınlık oluşturur. Ancak Türk'lüğü ve Türk devletini reddeden, kabul etmeyen, kesinlikle dış güçlere bağlı kuruluşlar, Kürt devleti hayaline düşmüşlerdir. Karadeniz-Akdeniz-Körfez üçgenine dayalı olağanüstü romantik haritalar bile çizmişlerdir. Bu anlayışta ve PKK'ya bağımlı Kürtçülük, Kürt olmayan aşırı solcu ve komünistlerin oylarını bile alabilmiş, anadili Kürtçe olan vatandaşların ise ancak bir kısmının oyunu kazanabilmiştir. Şimdi Kürtçe tv ve radyo dilekçeleri RTÜK'ün önündedir. Yerel dillerde yayın, basın ve lisan öğrenimi, tamamen özel sektörün elindedir ve terör âleti olmaması için RTÜK'ün, millî eğitim bakanlığının, yargının kontrolündedir. İngiltere ve Fransa'daki gibidir. Devlet televizyonu, radyosu, okulu mahallî dillerde yayın ve öğretim yapmaz. Zaten TRT son dönemde, Türk kültürü bakımından en verimsiz, en ilkel çizgiye düşmüş, yüksek kültürü yaygınlaştırmayı aklından geçirmemiştir. Bu tutumun sorumluları olmalıdır. Kendiliğinden bu derecede baş aşağı gidilemez. *** Dünki yazımda Lozan'da Türkiye Musul eyaletinin sınırlarımız dışında kalmasını kabul etmedi cümlemin son kelimesi kabul etmiştir şeklinde çıktı. Böylesine zıtanlamlı yanlışlar olabiliyor. Özür diliyoruz

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.