Listeler

Fransa'da muhafazakâr Sarkozy'nin kabinesini -dış işleri bakanı dahil- sosyalistlerle donatması, bizim milletvekili listelerini de etkiledi mi dersiniz? Daha önce İngiltere'de sosyalist Blair'in, iyice Sağ'a kayması da bizde Baykal'ı etkilemişti. Velhâsıl 21. Asır ve 3. Binyıl hükmünü icra ediyor. Bambaşka bir dünya oluşuyor. Sarkozy'nin 15 kişilik hükûmetinde 7 bakanlığı hanımlara vermesi de bizim listelerde tesirini gösterdi. Türk Yenileşme Tarihi'nin omurgaları olan Nizâm-ı Cedîd (1793,) Vak'a-i Hayriye (1826), Tanzimat (1839), Meşrutiyet (1876), Cumhuriyet (1923), bunların hepsi, Fransa örnek alınarak gerçekleştirildi. O derecede yoğun Amerikanlaşma rüzgârlarına rağmen hâlâ Fransa'yı dikkatle izliyoruz. Ne dersiniz? Liderlerin kemâl-i ihtimâm ile hazırladıkları listeleri beğendiğini söyleyen babayiğit çıkmayacaktır. Türkiye'yi yönetecekleri seçeceğimiz için ben de bu riyakârlığı göze alamam. Ancak AK Parti listesinde Fuat Bol (neden 13. sırada?), DP listesinde Burhan Özfatura gibi çok değerli bazı yeni isimler var. Pek çok değerli, çok tecrübeli politikacının adları bile geçmedi. Dr. Yılmaz Karakoyunlu en büyük romancımız, müstesna bir fikir adamıdır. Dr. Âgâh Oktay Güner büyük bir mütefekkir, Türk milliyetçiliğinin önderlerindendir. Her ikisi de her iki kültüre derinlemesine girmiş şahsiyetlerdir. Bunlara benzer isimlere rastlamadım. Yüce Meclis 2002'de, onda dokuz gibi son derecede sakıncalı ve görülmemiş bir oranda yenilendi. Bu sakınca maalesef devam ediyor. Bu defa Meclis'e ilk defa gireceklerin yüzde elliyi bulacaklarını sanıyorum. AK Parti'de 352 milletvekilinin 161'i listede yok, epey isim de tehlikeli sıralarda. CHP'de 166'dan 66 milletvekili listeye alınmamış. Bütün demokrasilerde meclislerin dörtte birden fazla yenilenmesi, tecrübeli siyasetçileri saf dışı eder. Başkaca faydası yoktur. Sol isimlerin AK Parti'ye, Sağ isimlerin CHP'ye oy getireceğine ve bu partileri Merkez'in ortasına taşıyacağına inanmıyorum. Ama her şeye rağmen genel seçimler, Türkiye için yeni ümitler demektir. Daha belirgin düşüncelerimizi, partilerin program ve vaadlerini gördükten sonra sunacağız. Politik kriz içinde bulunduğumuzu unutmaksızın sakarlık yapmamalı, demokrasinin üzerine titremeliyiz.