Listelerin felsefesi

A -
A +

Pek çok politikacı için, bildiğimiz malûm Kıyâmet dışında bir de küçük kıyamet vardır: Milletvekili listesi dışında veya seçilemeyecek sıralarında kalmak... Onun için bu Salı günü, politik heyecan âzamî dereceleri bulacak, yüksek tansiyon, nice soğukkanlı geçinenlerin damarlarını -çatlatacaktır demiyorum- zorlayacaktır. Bize mahsus değildir. Bütün demokrasilerde, hattâ bütün devletlerde böyledir. 1983 seçimlerinden bu yana bütün partilerde listeleri, o partinin genel başkanı düzenler, son sözü söyler. Tek parti döneminde bu görev, azîz Atatürk'e ve sonra İsmet Paşa'ya aitti. Listelerin ön seçimle değil, bir ön yoklama yapılsa bile her parti için genel merkezlerce düzenlenmesi, sanıldığı kadar antidemokratik değildir. Çoğunlukla demokrasilerde böyle yapılıyor, demokrasiye aykırı sayılmıyor. Hayli -belâlı demiyorum- sorunlu ve sorumlu bir işlem olduğu için, bazı demokrasilerde, başbakan başka, başbakanın mensubu bulunduğu partinin genel başkanı başka kişilerdir. Bu listeleri isim isim dikkatle inceleyeceğiz. Her partinin hedefleri üzerindeki tahminlerimizi okuyucularımızla paylaşacağız. Büyük şehirlerde, çok parlak isimler -ki bizde pek azdır- dışında seçmen, adayları tanımaz, adlarını işitmemiştir. Zaten onlara değil, hangi partiyi tutuyorsa ona oy verir. Seçmen, oy verdiği partinin genel başkanının, ümitlerini en iyi gerçekleştirecek, milleti memnun edecek, devleti yüceltecek kişi olduğunu düşünür. Şahsına ne kaybettirip ne kazandıracağını hesaplar. Onun için, çoğu demokrasilerde olduğu gibi, seçimler, bizde de geniş ölçüde parti genel başkanları arasında yarışmadır. İkinci hayatî faktör, partilerin siyasal temayülünün beğenilmesidir. Bu iki faktöre sahip parti, seçimi kazanır...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.