Malazgirt zaferinin 937. yıl dönümünü anıyoruz: 26 Ağustos 1071 Cuma. Türk milletine kutlu olsun! Türk'ün kaderi o gün belirlendi. Bugün o kaderin çizdiği çerçevede yaşıyoruz... 26 Ağustos aynı zamanda Büyük Taarruz'un başladığı gündür. 86 yıl önce 26 Ağustos 1922 sabahı, Malazgirt'te kazandığımız vatanı işgal etmek cüretinde bulunan düşmanı, denize dökmek üzere, taarruza geçmiştik. Malazgirt'ten 3 yıl sonra Türkiye devletini kurduk: 1074'te: İlk başkentimiz İznik'ti. Açık denizlere çıkmıştık. Karadeniz'e, Marmara'ya. Adalar Denizi'ne, Akdeniz'e ulaşmıştık. Tarihimizde ilk donanmamızı Çaka Bey, İzmir'de kurdu. Bozkır medeniyetinden Akdeniz medeniyetine, sürekli batı yönünde ilerleyerek eriştik. O zamandan bu zamana asla istikametimizden şaşmadık, yolumuzu şaşırmadık, yönümüzü değiştirmedik. Bizi Avrupa'dan Asya'ya sürmek isteyen nice gayretlere 1000 yıl muhatap olduk. Hepsi bize vız geldi. Malazgirt'te kazandıklarımızdan vazgeçmedik. Hâlâ Avrupalı değilsiniz diyen cahil cühelâ ile uğraşıyoruz. 1856 Paris Anlaşmasına imza koyarak Türkiye'yi 7 büyük Avrupa devletinden biri kabul eden İmparator Üçüncü Napolyon'u yalancı çıkarmaya kalkışan densizlerle... Malazgirt şehitlerimiz önünde sonsuz bir tâzîm duygusu içinde eğiliyoruz. Bize kazandırdıkları vatan ve devlet için kıyamete kadar minnettârız. Onlar olmasa idi 1923'te hangi vatanı, hangi devleti savunacaktık? Sultan Alparslan'ı, amcaoğlu Anadolu Fâtihi ve Türkiye Devleti'nin kurucu ilk başkanı Kutalmışoğlu Birinci Sultan Süleyman Şâh'ı, onların bıraktığı kut almış, kutsal mirası "Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir" emrini vererek şan ve şerefle savunan Gazi Mustafa Kemal Paşa Atatürk'ü, sonsuz bir saygı ve ebediyete kadar sürecek bir sevgiyle anıyoruz.