Gerçek bir politik kriz yaşayarak mart ayını sona erdirdik. Yarın 1 Nisan! Bazı medya organlarında kriz sona erdi mealinde sözler okuyup duyarsanız, sakın aldanmayınız, şakadır! Tatsız bir şaka... Zira nisan ayı ile gerçek bir rejim krizi evresine girebiliriz. Geniş çapta Yüce Mahkeme'nin tutumuna bağlı... Ama sorumlu olacaklar politikacılardır. Büyük halk kitlelerine dayanan millî kuruluşlarımızın çabaları, temayül açıklamak bakımından yararlı oldu. Ancak Sayın Başbakan da, sayın muhalefet liderleri de, geri adımın kendilerinden beklenmemesini bildirdiler. Çok faydalı Bulgaristan ziyaretinden önce Sayın Erdoğan, partisinin akıllı adamları ile görüştü. Bulgaristan dönüşü, krize bir kısım medyanın sebep olduğunu söyledi. Medya, demokrasilerde '4. kuvvet'tir. 'Yasama, yürütme ve yargı'dan sonra... Politikacılar gibi medya mensupları da sapıtabilir. İktidarlar gibi muhalefetler de medyadan şikâyetçi olagelmişlerdir. Ama medyaya, ancak totaliter devletlerde hükmedilebilir. Yüce Meclisimiz başta, şerefli yargı organlarımız, sevgili basınımız, coşkun nehirler gibi şelâleler oluşturup çağlayarak akmalıdırlar. Demokrasi budur. En beceriksiz demokrasi, totaliter rejimlere kesinlikle tercih edilir. Demokrasinin kusurları var, görüyor, yaşıyor, gidermeye düzeltmeye çalışıyoruz. Ama 5300 yıllık İnsanlık Tarihi, daha iyi, daha az kusurlu bir rejim keşfedemedi. Türk demokrasisinin kıymetini bilelim. Çocuklarımızın istikbalini karartacak Türk devletinin şânına halel getirecek hoyratlıklardan kaçınalım...