Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Bülent Arınç'ın Nasıl Bir Meclis İstiyoruz? çalışmalarının son safhasına gelindiği bildirildi. Bu çalışmaları, Sayın Başkan'ın selefleri de yaptırmışlardı. Hepsi rafa kaldırıldı. Bu defa dağın fare doğurmayacağı ümidindeyiz. Müesseselerin kendi kendilerini reforma tabi tutmalarının çok zor olduğunu, tarihçiler iyi bilirler. Yüce Meclisimiz bu zoru başarırsa, milletçe sevineceğiz. Dokunulmazlıkları, AB standartlarına uygun ölçülerle sınırlandırılmış 400 milletvekilinden oluşan bir Meclis istiyoruz. Bu iki kapital reformu başarabilen bir Meclis, şan ve şerefle tarihimize geçer. Zira bundan sonra gelecek reformları artık kolaylıkla aşar. Üçüncü sınıf politikacıların eseri 400'ün üzerinde milletvekili sayısını savunanları kaale almamak, gerçek bir bilgeliktir. Tabii 100 kişilik bir senato kurmak istiyorsanız bu, radikal bir değişimdir. O takdirde Anayasa Mahkemesi'nin, Batı'daki emsali gibi, Meclis'in müracaatı üzerine yılda bir iki davaya bakan yüce yargı organı haline getirilmesi gerekir. Muhtemelen bugünün acil işi değildir. Günümüzün -üstelik çok gecikmiş- acil işi, milletvekili statüsünü çağdaş duruma getirmektir. İyi maaş alan, fakat görevi müddetince asla para pul işleriyle uğraşmayan, ticarî işleri varsa yed-i emine terk eden milletvekili istiyoruz. Entelektüel faaliyetler hariç, dışarıda hiçbir görevi bulunmayan milletvekili istiyoruz. Adı yolsuzluğa karıştığı anda, Yargıtay'da sorgulanacak ve iftiraya uğraması hâli hariç, derhal Meclis'ten kovulacak milletvekili istiyoruz. Bu satırları okuyanların, beni hayalperestlikle, saflıkla, olmayacak işler peşinde koşmakla itham edeceklerini biliyorum. Kendimi şöyle savunacağım: Eninde sonunda Yüce Meclis, AB normlarında milletvekillerinden oluşacaktır. Bundan kaçınmanın, bunu geciktirmenin manası yoktur. 1980'den öncesi gibi grup toplantılarının kapalı celse yapılması gerektiğinden, Meclis'in yol geçen hanına döndürülmesinin kesinlikle önlenmesinden ve iş bulma kurumu hâlinden çıkarılmasından da bahsetmek istiyordum. Başka bir yazıya kaldı.