Dün, 20. yüzyıl tarihimize güneş gibi doğan Büyük Atatürk'ün Samsun'a çıkışının 83. yıldönümünü kutladık. Mondros Mütarekesi denen uğursuz anlaşmanın imzasından sonra Mustafa Kemal Paşa'nın imparatorluktaki son görevi, Mareşal Liman Von Sanders Paşa'nın yerine atandığı Yıldırım Orduları Grubu (Filistin cephesini tutan 4, 7 ve 8. ordular) komutanlığı idi, 7. Ordu komutanlığından bu makama gelmişti. Mütareke üzerine İstanbul'a çağırılan 38 yaşındaki M. Kemal Paşa, velîahd iken fahrî yaverliğinde bulunup güvenini kazandığı hâkan-halîfe altıncı Sultan Mehmed Vahîdeddin'e, ülkeyi terkeden Tal'at Paşa'nın yerine, Ahmed İzzet Paşa'yı sadrâzam (imparatorluk başbakanı), kendisini harbiye nâzırı (savunma bakanı) yapmasını öğütledi (Osmanlı düzeninde harbiye nâzırı ordunun gerçek başkomutanı ve genelkurmay başkanı onun kurmay başkanıdır.) Cihan Savaşı'nı kaybedip ordularını terhis ve silâhlarını teslim eden devlette böylesine bir belâya tâlib olmak, Atatürk mizacındaki dâhîlerin karakteristiğidir. Padişah, olağan dışı zekâ eseri gösterip M. Kemal Paşa'yı sadrâzam yapabilir, Atatürk kabûl ederdi. Ama bu dirayeti gösteremedi. M. Kemal Paşa, padişah gibi İttihadçı muhalifi idi, binaenaleyh bu atama mümkündü. Üstelik İzzet Paşa, tavsiyesiyle sadrâzamlığa geçtiği genç paşayı harbiye nâzırlığına getirmedi. Kendisi mareşal iken yüzbaşı olduğu için küçümsedi. Fakat asıl, M. Kemal'in radikal davranışları ile kendisine tahakküm edebileceğinden ürktü. İkinci bir Enver ortaya çıkarmaktan çekinmesi de muhtemeldir. Sonunda M. Kemal Paşa'yı 9. Ordu-yı Hümâyûn (imparatorluk ordusu) müfettişliğine atadılar. 1656'da nâibe-i saltanat Hadice Tarhan Vâlide Sultân'ın sadrâzam yaptığı Köprülü Mehmed Paşa'ya verdikleriyle eşdeğer yetkiler, M. Kemal Paşa'ya verildi. Anadolu'nun büyük kısmında yalnız askerî değil, bütün mülkî görevlilere emir verebilecekti. Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a çıkmak için İstanbul'dan hareket etmek üzere bulunduğu 15 Mayıs, İngilizler'in Yunanlılar'ı İzmir'e çıkardıkları gündür. Mondros'a aykırı bu sürpriz ve alçakça çıkartma, Atatürk'e, 20. yüzyıl tarihimizin en büyük ve en sorumlu misyonunu yükledi.