Romanya, 1878'de Osmanlı Türk imparatorluğundan ayrılarak bağımsız oldu. 1945'te komünizmin amansız pençesine düştü. 45 yıl bu pençenin zebûnu yaşadı. Çavuşesku yönetimini ve diktatörün 3 Romanya kralını (1881-1946) gölgede bırakan ihtişam hevesini hatırlayınız... İşte bu Romanya bugün hem Avrupa Birliği, hem de NATO üyesidir. Uydusu bulunduğu Rusya'nın burnunun dibinde, demokrasiye dayanan liberal ekonomik sistemle yaşayan millî devletlerin askerî gücü NATO'ya ev sahipliği yapıyor. Kanada ile Türkiye arasında uzanan bir coğrafyanın devlet reislerini, hükümet başkan ve üyelerini ağırlıyor. Romenler, Doğu Avrupa'da tek Latin ırktır. Bütün Latin kavimleri arasında dünyadaki tek ortodoks olanıdır. NATO, cihan tarihinin asla görmediği, gücüne yaklaşmayı tasavvur edemediği en büyük askerî ittifaktır. Rusya'yı bile müşahit aldı. Bu Pazar, Bush'la Putin, Bükreş'te buluşup konuşacaklar. Dünki yazımda zirvenin gündemi üzerinde durmuştum. Afganistan'a sıra gelmemişti. NATO, daha doğrusu ABD, Afganistan'daki kuvvetlerini artırmak istiyor. Yalnız Fransa 1000 yeni asker vaadinde bulundu. Bizim 850 askerimiz var. Güney Türkistan'ı oluşturan Kuzey Afganistan'a yeni birlikler göndermemiz fayda sağlar. Ancak bu bölge ve askerimizin finansmanı üzerinde Amerika ile anlaşmak gerekir. Fransa, Amerika'nın ve İngiltere'nin yanında Asya politikasında görünmek istiyor. Almanya'nın, Rusya'nın, Çin'in Asya politikaları da var. Türkiye'nin olmaz mı? Var mı?