NATO zirvesinin öncesinde durum

ABD, Afganistan'dan sonra Irak'ta da asker başarısını değerlendiremedi. Bosna-Hersek ve Kosova'da yaptığı gibi, çok daha büyük ülkeler olan Afganistan'la Irak'ı tutabilmek için, NATO'dan ve NATO dışından asker istiyor. Türkiye'den de istiyor (veya istemek üzere). Amerika, işgal ettiği Asya ülkeleri halkına demokrasi getireceğini tekrarlayıp duruyor. Demokrasinin 'd'sini yaşamamış bölge halklarında ise böyle bir yönetime istek mevcut değil. Zaten demokrasinin alt yapısı yok. Göstermelik seçimler, oylamalar, Saddam döneminde de vardı. Amerika, bu coğrafyayı tanımıyor. Çok yabancı. Üstelik demokrasi getirmek ve Batı medeniyetini temsil etmek durumunda ve iddiasında bulunan Amerika'nın tutumu, çelişkilerle dolup taşıyor. Halka kötü muamele yapıyor. Çocukları ve kadınları esirgemeksizin insanları işkenceden geçiriyor. Hayvanları öldürüp bitkileri kurutuyor. San'at eserlerini yağmalıyor. Dinî mekânlara saldırıyor. Daha dün tarihî Nâsıriye kütüphanesini yaktı. Gerçi diktatörlerin musallat olduğu ülkeler, her türlü belâya açıktır. Ama bu husus, işgalcilerin insanlık dışı davranışlarına mazeret oluşturmaz. Saddam aynı şeyleri yapıyordu, bizim neyimiz eksik? mantığı, bir cihan devletine yakışmaz. Amerika'ya milyarlarca dolarla kapatamayacağı açıklara patlar. Türkiye, Amerika'ya çekingen davranıyor. Zira Irak'ta Türkmenler'in hukuku, açıkça ihlâl edildi. Türk'ün hakkı yendi. PKK'ya gereken muameleden kaçınıldı. Şiiler'le Sünniler birbirleri ile karşı karşıya getirildi. Araplar, Kürtler'le mutlaka hesaplaşacaklardır. Amerika, radikal tedbirlerle derhal yeni yönetimler kurup, petrol ve terör politikasına uygun anlaşmalarla üsleri dışında askerini çekmeliydi. Hem Afganistan'da, hem Irak'ta doğru siyaset bu idi. Bunları yapamadı. Şu anda çekilse, kan gövdeyi götürür. Şimdi Suriye'de ne yapacaktır? Afganistan'daki ve Irak'taki acemiliklerini tekrarlayacaktır. Büyük veya Küçük Orta Doğu'yu, stratejik büyük müttefikinden daha iyi tanıyan İngiltere Başbakanı, boşuna alelâcele Türkiye'ye gelmedi...