Anglo-Saksonlar'da devlet başkanının makamına oturması, muazzam törenlerle kutlanır. İster İngiltere hükümdarının tâc giymesi, ister ABD başkanının Beyaz Saray'da and içmesi... İhtişam bakımından değişmez. Zaten Amerikalılar "biz kendimize 4 yılda bir kral seçeriz" derler. Başkan, devlet ve hükûmet başkanı olup ayrıca başbakan yoktur ve gerçek başkomutandır. İngiltere'de hükümdar ise sadece vazgeçilemez bir semboldür. 44. başkan Obama'nın makamına oturması, eskilerine göre daha şaşaalı oldu. 2 milyon kişi seyretti. Davetiyeler 8.500 dolara satıldı. Dünyanın yarısı TV başında idi. 8 yıl sonra Demokrat Parti yeniden iktidardadır. Cumhuriyetçi Parti muhalefete düştü. Tarihte ilk defa halkı Zenci olmayan bir ülkede, Siyah devlet başkanı gerçekleşti. Bu kadar tören, geçtiğimiz asrın 1929 patlaması hacminde bir 21. yüzyıl evrensel finans krizi atmosferinde 150 milyon dolar harcanarak yapıldı. Aynı gün, ABD'nin 1. müttefiki İngiltere'de İskoçya Kraliyet Bankası, hisse senetlerinin değeri yüzde 75 düşüp yarım trilyon zararla kapılarını kapattı. Obama, Gazze faciasını gölgeledi. İsrail, 2 milyar dolarlık tahribat yapmış. 1 milyarını, Suûdî kralı Abdullah verecek. Dünyanın 1. petrol rezervi sahibi ve 1. petrol satan devleti S. Arabistan, Irak savaşının acayip yükselttiği petrolden trilyonlar kazandı. Ama Gazze çocukları?.. Onların acısını dindirecek bir şey yoktur. Obama, 19. asrın en büyük başkanı Abraham Lincoln'ün İncil'ine el basarak and içti. Cihan devletini krizden çıkarması, Irak ve Afganistan'ı düzeltmesi, İran'a haddini bildirmesi, Hamas'ın ve el-Kaide'nin hakkından gelmesi, dünya petrol akışını düzenlemesi, İsrail'i rahatlatması vs. vs. vs... bekleniyor. Bendeniz tarihçi olarak âcizâne, bu sorunların lâyıkıyla hakkından gelemeyeceğini biliyorum. Stratejik müttefikimiz affetsin, Lincoln'ler bir defa gelir...