Onurumuzla girmek

A -
A +

Onurumuzla girmek, Avrupa Birliği karşıtlarının, üye olmamızdan nefret ve dehşet duyanların sloganı hâline geldi. Fransızca onur kelimesi âdetâ ulusallaştırıldı. Türkiye'nin, diğer üye ve adaylarda bulunmayan özel şartlarının mevcudiyeti iddia edildi. Bu şartlarımız diğer üyelerce kabûle şayan görülürse, biz ancak öyle üye olabilirmişiz! Bu iddiada bulunanlar da, muhâtab aldıkları milletimiz de -hâşâ- budala değildir. Bir kulübe, birliğe, kuruma, lige, ittifaka üyelik için, o kuruluşun şartlarının bütününü kabul etmek gerektiğini bilirler. Yoksa her devletin özel şartları vardır. Ama hüner, birliğin sağlayacağı yüksek menfaatlerle bu özellikleri uyumlu hâle getirebilmektir. Türkiye, bu uyumu gerçekleştiremeyecek derecede beceriksiz midir? Hemen bütün Avrupa devletlerinin kabûl ettiği şartlara Türkiye'nin rezerv koymak iddiası gülünçtür. Onursuzluk, T.C. vatandaşlarının, eski eyaletlerimizin, küçücük ülkelerin, veya önemli devletlerin konsoloshanelerinin kapılarında süründürülmesidir. Avrupa'da, Türkiye durumunda bir ülke yoktur. Henüz aday olan Bulgaristan, yıllar önce Şengen vizesi hakkını aldı. Bu durum, bizim için ayıptır. Milletimizi böyle muamelelere düçar etmek günahtır. Beceriksizliktir. Bu millet, utanmak için yaratılmadı. (Bu cümle Atatürk'e aittir.) AB üyeliği için atlanması gereken çıta, yükseltildikçe yükseltildi. Yunanistan'la beraber çağrıldığımız üyelik müzakerelerini, çeyrek yüzyıl önce, onlar ortak, biz pazar geri zekâlı, zavallı, kara cahil sloganı ile reddettik. O gün Yunan devletinin bütün istikbalinin parladığı gündü. Birkaç yıllık müzakereden sonra 1.1.1981 günü Yunanistan'la beraber tam üye olacaktık. Avusturya, İspanya, Portekiz ve daha nice devletten önce... Yazıklar olsun! 1970'lerin üyelik kriterleri basit ve kolaydı. Bugünküler gibi çapraşık, mübalağalı ve üzücü değildi. Biz de Yunanistan ve İspanya gibi 40 milyar dolar hibe alıp belimizi doğrultacak, borç ve faiz batağına saplanmayacaktık. Bir iş adamımızın, Danimarka gibi teröristsever bir devletin konsoloshanesinde süründürülmesi üzerine vizeyi reddetmesi, geçenlerde bir gazetemizde manşet oldu. Bana da, hatalarımızı tekrarlamak millî huyumuzu hatırlatmak fırsatını verdi. Yunanistan ve Kıbrıs'ı bu hâle biz getirdik. Aklımızı başımıza alalım. Kürdistan, Ermenistan gibi yeni gaileler oluşturmayalım.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.