Alparslan Türkeş, Turgut Özal ve Süleyman Demirel, Türk cumhuriyetlerine dört elle sarılmışlardı. Ellerinden geleni yaptılar. Sayın Demirel, düzinelerce defa gitti. Yalnız Orta Asya ziyaretlerinin 7'sinde ben de kendisine refakat ettiğim için, yakından biliyorum, Türk birliği yolunda büyük hizmetler gerçekleştirdi. Anılan 3 liderin Türk milliyetçiliğinin asla vaz geçilemez bir unsuru olan Türk ülkeleri arasında her sahada işbirliği, Demirel'den sonra boşlukta kaldı. Boşluğu doldurmak millî ve manevi görevi, bana göre Dr. Bahçeli'ye düşüyordu. İltifat etmedi. Devletlerin hayatında dış politika da, iç politika gibidir. Boş bırakılan alanlar, başka güçler tarafından doldurulur. Türkiye'nin Türk ellerine ilgisinin azalması ile, başkalarına gün doğdu. Üstelik Türkiye'nin ABD, AB ve Orta Doğu'da saygınlığı azaldı. Türkiye vasıtasıyle Hazar'ın her iki yakasına daha kolay ulaşmak maksadıyla Ankara'ya yanaşanlar, tavırlarını değiştirdiler. Şimdi Başbakan Tayyip Erdoğan, Kırgızistan'dan başlayarak Orta Asya'ya ayak bastı. Ve derhal dış âlemin dikkatini çekti. AP (Associated Press) ajansı Türkiye yıllardan beri ihmal ettiği Türk cumhuriyetlerinin Erdoğan'ın ziyaretiyle gönlünü almak istiyor, Türkiye Orta Asya'ya dönüyor ifadesini kullandı. Türk cumhuriyetleri, Türkiye'nin politikasında çok ağırlıklı bir faktördür. İçine girdiğimiz oranda dünyada biz dahil, bütün Türk devletlerinin itibarı artar. Güç alır, güç veririz. AK Parti iktidarına tavsiyemiz, sakın vaz geçmemesidir. Millî bir davadır. Bütün partilere, kurum, kuruluş ve kişilere derinlemesine açıktır. Türk ülkelerini sürekli ziyaret etmekte ve onları ülkemizde kabulde, sayılamıyacak derecede fazla fayda mevcuttur.