Orta Doğu'da Amerika

A -
A +

Başkan Bush'un Tiflis'te karşılanışı derin politikacıların gözünden kaçmamıştır. Tabloya dikkatle bakmak gerekir. Amerikan gazeteleri, Bush'un Amerika'da hiçbir vesileyle asla böylesine bir kalabalık toplayamadığını belirttiler. Biz de ekranları ve resimleri gördük, aynı fikirdeyiz. 200 yıla yakın Rus çizmesinden bunalan Gürcüler, Amerikalı Başkan'ı gerçek istiklâllerinin, millî bağımsızlıklarının kurtarıcısı gibi karşıladılar. Zaten Baltık cumhuriyetleri gibi Gürcistan'ın başkanı da, Amerika'dan ithal edildi. Amerika'dan gelip, çocukluklarında Ruslar'dan kaçtıkları ülkelerine dönen kişilerdir. Sömürgelerini tasfiyede tam 50 yıl geciken Rusya, bu muameleye gücenmemelidir. Zaten gücenmiyor. Elli yıl fazladan, başta Türkler, on milyonlarca kendilerinden olmayan insanı pençesinde tutan Rusya, sızlanıp şekva etmeden, âkıbetine katlanıyor. Ama bizim asıl dikkatimizi çeken husus, Amerika'nın, Orta Doğu'daki küçük toplumları ve devletleri sıkı şekilde elinde tutması, onlara gittikçe yaklaşmasıdır. Zira Orta Doğu'nun tarih boyunca sahipleri Araplar, Türkler, İranlılardır. Washington, bu üç milletin devletleri ile arzuladığı yakınlığı sağlayamadı. Gürcistan, Ermenistan, ileride belki Kürdistan gibi tampon devletler, kendisine bağlı, bağımlı, belki minnettar toplumlar oluşturmak istiyor. Amerika, mahut 1 Mart olayından bu yana, Türkiye'yi incelemeye aldı. Doğrusu biz de Amerika'yı incelemeye aldık. Resmi ağızlar, kendilerini gazeteciler, yazarların yerine koyup, münasebetli, münasebetsiz düşündüklerini açıkça söylediler. Washington'ın ve Ankara'nın, Türk-Amerikan ilişkilerinde eskisinden farklı bir şey geçmediğini tekrarlamalarına rağmen, bizim görüşümüz farklıdır. Biz, daha değil başbakan, milletvekili bile olmayan Erdoğan'ı, ABD tarihinde emsalsiz şekilde Beyaz Saray'da resmen kabul eden ortamı arıyoruz, bulamıyoruz. Sayın Başbakan'ın 8 Haziran'da Beyaz Saray'da ne yapacağını bilmiyoruz. Washington'ın Türkiye'den çekindiğini, bizden ne isteyip ne beklediğini açıkça söylemeyi sakıncalı saydığını tahmin edebiliyoruz. Biz, statü quo istiyoruz. Amerika ise, Orta Doğu'daki statü quo'yu zaten bozdu, devamını getirecek. Ukrayna'yı koparan, Beyaz Rusya'yı demokrasiye davetle tehdit eden, Polonya üzerinden Ankara'yı uyaran bir Amerika, yepyeni sürprizlerle bütün dünyayı şaşırtmaktan vazgeçmeyecek.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.